fbpx

21. YÜZYILDA KENT SOSYOLOJİSİ: TÜRKİYE’DE MEKANIN DÖNÜŞÜMÜ

Kent sosyolojisine sosyo-mekânsal bir bakış, mekânsal ve çevresel konuların her zaman sosyal ilişkilerin bölümü ve parçası olduğu anlamına gelmektedir.

Kent sosyolojisi, tanım olarak Batı‘da 19.yüzyıl sonlarında ortaya çıkmış olan disiplinin adıdır. Toplum bilimsel açıdan kent toplumsal açıdan bir örnek olmayan insanların göreli olarak geniş bir alanda, yoğun bir biçimde ve sürekli olarak birlikte bir yere yerleşmiş bulunması biçiminde tanımlanabilir 

Kentleşme, dar anlamda, kent sayısının ve kentlerde yaşayan nüfus sayısının artmasıdır. Ancak kentleşme süreci salt nüfusun mekânda yer değiştirmesini aşan ekonomik toplumsal ve kültürel bir dizi değişim sürecine işaret etmekte ve bu süreç ekonomik politik toplumsal ve kültürel düzeylerde bir dizi çarpıcı değişimle yaşanmaktadır 

Kentleşme, sanayileşmeye ve ekonomik gelişmeye koşut olarak kent sayısının artması ve bugünkü kentleri büyümesi sonucunu doğuran toplum yapısında artan oranda örgütleşme iş bölümü ve uzmanlaşma yaratan insanların davranış ve ilişkilerinde kentlere özgü değişikliklere yol açan bir nüfus birikim sürecidir. Kent kültürüne ait değer, davranış ve tutumların benimsenmesi olarak tanımlanabilir uzmanlaşmanın geliştiği kent ortamında çeşitlenmiş nüfus kişisel olmayan ilişkiler geliştirir modern toplumda kentli bireysel ve akılcı davranışlar içine girer.

Türkiye’de odaklanarak mekânda neoliberal fikirlerin ortaya çıkışı, gerisinde yatan mantık ve uygulamaya geçirilmesi incelenerek, Türkiye’de uygulanan kentsel dönüşüm çerçevesinin gerçekçi olmayan kuramsal ve görgülü varsayımlarından ileri gelen önemli saptamaların yanlışlığının neoliberal doktrine bağlı olduğunu ortaya koymaktadır, Kentsel dönüşüm politikalarının Türkiye gibi bir ülke üzerindeki etkisinin son derece eşitsiz ve genellikle olumsuz oluşu ve bu olumsuzluğun toplumsal farklılıkları ağırlaştırarak yoksulları giderek marjinalleştirmesiyle sonuçlanacağını ve bu sonucu doğuran faktörlerden birinin de muhafazakâr siyasetin işçi sınıfının desteğini alarak onun işlevselliğini eritmesinde gizli olduğunu göstermeye çalışılacaktır.

Türkiye kentleri bugün, yoksulluğun yarattığı sorunların ağırlaştığı, yoğunlaştığı ve somutlaştığı mekânlar olarak karşımızda durmaktadır. Kentler, zengin ve yoksul mahallelerin oluşturduğu bir çelişki yumağı haline gelirken, mekân standartları, yaşam düzeyi, kentsel hizmetler açısından birbirinden ayrıştırılmış mekânlar arasında uzlaşmaz çelişkiler yaşanmaktadır. Bu değişimleri görmezden gelen ve yoksulluğun sürekli derinleşmesi karşısında kentler, önemli oranda rant müdahaleleri olarak görülen “kentsel dönüşüm” adı altında dönüşüme tabi tutulmaktadır.

KAYNAKÇA

https://ets.anadolu.edu.tr/storage/nfs/SOS308U/ebook/SOS308U-17V1S1-12-0-1-SV1-ebook.pdf


Değerli Sosyologlar ve Sosyoloji Öğrencileri,
Sosyal dokumuzun karmasını, dönüşümünü ve evrimini anlamak için bir araya geliyoruz. 25-30 Mart tarihlerinde, sosyal bilimlerin en güncel keşiflerini ve en derin analizlerini paylaşmak için ülkenin dört bir yanından uzmanları ağırlamak için heyecanla hazırlanıyoruz.
Bu kongre, sosyolojinin zenginliklerini keşfetmek, yeni fikirlerle dolmak ve geleceğin toplumlarına ışık tutmak için bir fırsat sunuyor. Sosyoloji Zirvesi’nde, disiplinler arası bir diyalogda bir araya gelecek, güncel meseleleri tartışacak ve insan topluluklarının dinamiklerini daha derinlemesine anlamaya çalışacağız. Detaylı bilgi için tıkla!


YAZAR:Sivan Polat
Anadolu Üniversitesi Sosyoloji Bölümü 1.Sınıf
Linkedln 

Bu Yazıyı Paylaş
Yorum Yap