9 Adımda Sağlıklı Bir İletişim Kurun!
Bugün birçoğumuz gerek sosyal çevremizde, gerek iş ortamında iletişim halindeyken birbirimizi anlamak, konuyu idrak etmek yerine çoğu kez konuşmayı kesiyoruz sözlerimizle. Veya “Bir an evvel konuşması bitse de ben konuşsam” diye bekliyoruz. Bu da sağlıklı iletişim kurmamızı engelleyen önemli faktörlerden biri. Peki sağlıklı bir iletişimin olmazsa olmazları neler gelin birlikte bakalım.
1.Saygı Duymak
Düşüncelerine ve kendisine saygı duymadığınız bir insanı sabırla ve anlayışla dinlemeniz neredeyse imkansızıdır. Bu noktada sağlıklı bir iletişimin gerçekleşmesi için karşı tarafa saygı duymak oldukça önemlidir. Saygı duymak, iletişim becerileri ögelerinin olmazsa olmazıdır çünkü bireyin, kendini topluma kabul ettirmesi için düşünce ve davranışa saygı duyma eylemini gerçekleştirmesi gerekir. Ayrıca bireyin kendini kabul ederek kendine de saygı duyması etkili iletişim becerileri için gereklidir.
2.Kendini Açma
İletişimde kendini açma kavramı; kişilerin mutluluklarını, sevinçlerini, değerlerini, üzüntülerini, istek veya yetenek gibi kişisel bilgilerini diğer kişi veya kişiler ile paylaşmasıdır. Kişinin karşı tarafa kendini açma ve ifade etme gibi eylemlerin altında aslında karşı tarafa duyulan güven en önemli kriterler arasında ilk sırada yer alır. Karşı tarafla sağlıklı bir iletişim kurulabilmesi için iki tarafında birbirine güvenmesi gerekmektedir. Kişiler birbirlerine ne kadar kendine açar ve duygu ve düşüncelerini ne kadar şeffaf bir şekilde dile getirirse karşılıklı olarak birbirine güvenmeye başlarlar.
3.Saydam Davranma Ve Maske Takmama
İletişim becerilerinin olmazsa olmazı olan saydamlık ise karşı tarafa; doğru, dürüst, içtenlikle yaklaşılmasıyla ilişkilidir. Yani etkili iletişim esnasında kurgulardan oluşan, gizli mesajlar barındıran veya hileler yapılarak farklı rollere bürünmektense maske takmadan saydam bir kişilik ile iletişim kurulmasıdır. Tüm bu rollerin altında aslında kişinin başkaları tarafından kabul edilmeme veya dışlanma korkusu ile saydam davranmaktan uzaklaşabilir ve sosyal maske ile iletişim becerileri kurmaya yönelebilirler. Tüm bu olumsuzluklarla başa çıkmak için ise öncelikle kişinin kendisi ile barışık ve kendini tanıyor olması gerekmektedir. Etkili iletişim becerileri için kişiler arası ilişkilerde saydamlık ve maske takmadan iletişim becerileri kurmak önemlidir, lakin istenilmeyen ve gelişigüzel saydam davranmak da sağlıklı bir iletişim kurmak demek değildir.
4.Somut Konuşma
Bireyin içinde bulunduğu kişiler arası ilişkilerde kendini ifade ederken genel ifadelerden çok konu ile ilgili keskin ve belirgin ifadelerde bulunması gerekir. Karşı tarafın ifadeleri doğru anlaması, net ve açık bir şekilde konuşulması gerekmektedir. Birey etkili bir iletişim için bilinmeyen ve karmaşık ifadelerden kaçınmalıdır. Ayrıca iletişim sırasında oluşturulan mesajların karşı tarafın sözcük dağarcığına uygun olarak seçilmesi de oldukça önemlidir, aksi takdirde iletilmek istenilen mesaj algılanmaz ve çift taraflı sağlıklı bir iletişim kurulmaz.
5.Tam ve Tek Mesajı Yollama
Anlatılmak istenilenlerin, karşı tarafa eksik ve yanlış aktarılması kişilerin birbirini doğru anlamasını engelleyecek ve iletişimin sağlıklı ilerlemesini engelleyecektir. İletişim becerilerinin diğer bir ögesi olan tam ve tek mesaj yollama, mesajın karşı tarafca doğru alınmış olma ihtimalinin yüksek olduğunu göstermektedir. Tam ve tek mesajda; duygu, algı ve istek olmak üzere üç ögeyi içerisinde barındırmaktadır. Duygu ögesinde kaynak kişi, kendi içerisinde barındırdığı duyguları tanımlamaktadır. Algı ögesinde ise kaynak dikkatleri içeriğe ve iletmek istediği mesajın temeline çekmektedir. Son olarak istekse kaynak, karşı taraftan istediğini doğrudan açık ve net bir şekilde ifade eder.
6.Sözel Davranışlar ile Sözel Olmayan Davranışların Uyumlu Olması
İletişim kavramının temeli sözlü ve sözlü olmayan davranış ve mesajlardan oluşmaktadır. Bu noktada iletişim becerileri için sözlü ve sözlü olmayan mesajlar veya davranışların tutarlı, net ve uyumlu olması gerekir. İletişim esnasında sözlü veya sözsüz iletişimin uyumlu ve net olmadığı takdirde çelişkiler ortaya çıkmaktadır. Bu durumda da mesajı alan taraf çelişkili bir şekilde sözel mesajlardan çok sözel olmayan mesajlara dikkat eder. Bu gibi durumlarda da “Ee ama ben böyle de yazmıştım bunu hiç görmüyorsun?” deme hakkına ne yazık ki sahip olmuyorsunuz.
7.Empati Kurmak
Kişiler arası empati kurma süreci temelde üç ögeden oluşur, bunlardan ilki ve en önemlisi kişinin kendisini karşı taraftaki kişinin yerine koyabilmesidir. İkinci öge ise, karşı tarafın düşünce ve duygularını doğru anlayarak yorumlamaktır, üçüncü ve son öge ise empati kuran kişinin karşısındaki kişiye empati anlayışını belirtmesidir. Probleminizi paylaştığınız kişinin olayları sürekli olarak kendi deneyiminden ve kendi hayata bakış açısı tarafından değerlendirdiğini düşündüğünüzde bile sinirleriniz bozuluyor değil mi?
Karşı taraftan beklediğimiz fakat bizim bile zaman zaman yapmakta zorluk çektiğimiz empati kavramı kişinin kendisini içsel olarak karşı tarafın yerine koyarak olayları anlaması, algılaması ve durumu bu çerçevede değerlendirmesidir. Sağlıklı bir iletişimin olmazsa olmazı empati kurmaktır. Empati ile kişi kendisini, karşı tarafın yerine koyarak oluşan olayları onun bakış açısıyla inceleme fırsatı yakalar. Duygu ve düşüncelerini doğru algılayabilmesine de imkan tanır.
8.Ben Dili ve Sen Dili
Birisinin sizinle konuşurken sürekli olarak sen diliyle konuştuğunu hayal edin. Sen öyle yapıyorsun, sen böyle yapıyorsun, sen burada haksızsın… Ne kadar sinir bozucu ve bencilce geliyor değil mi? Tam olarak bu sinir bozucu durumun yaşanmaması için de bu maddeyi sıralamamıza dahil ettik. Gelin birlikte sen dili konuşmada daha ne kadar olumsuzluklara neden oluyormuş bakalım… Ben dili karşı tarafı suçlayıcı değilken sen dili karşı tarafı suçlamaya yöneliktir. Ben dili kişiye değil de davranışa yönelik iken sen dili davranıştan çok kişiyle ilgilenmektedir. Ben dili daha çok kişiyi konuşmaya, kendini ifade etmeye teşvik ederken, sen dili konuşma istediğini zaman zaman engellemeye yöneliktir. Ben dili kriz esnasında kızgınlığın nedenini anlamaya çalışırken sen dili kendisini suçlanmış ve anlaşılmamış hissetmeye iter. Ben dili daha çok durumun değerlendirilmesine yönelik iken, sen dili daha çok kişiyi kızdırır ve kırar. Son olarak ben dili kişiler arası iletişimin devamlı sürmesini desteklerken, sen dili kişinin iletişime direnmesine neden olmaktadır.
9.Aktif Dinleme
Karşımızdaki kişiye bir şeyler anlattığımızda bir duvarla konuştuğumuzu hissettiğimiz zamanlar olmuştur. Aynı şekilde belki de bizimle konuşan kişilere de aynı şeyi hissetmiş olabiliriz. Ne kadar kötü bir durum olduğunu en iyi siz biliyorsunuz o halde? İletişim anında karşı tarafı ilgisiz ve umursamaz bir tavırla dinlemek, sağlıksız iletişimin başlangıcıdır.
Bu durumda etkili ve sağlıklı bir iletişim için, aktif olarak dinleme oldukça önemli bir rol oynar. Bireyin iletişim becerileri kurarken başarılı olabilmesi için dinlemesi, anlaması ve yorumlaması gerekir. İletişim sürecinde aktif olarak dinleyen kişinin düzenli olarak kaynağa geri bildirim göndermesi gerekir. Evet, anlıyorum mesajının verildiği bir kafa sallama bile bir geri bildirime örnektir. Aksi takdirde aktif dinleyen değil pasif dinleyen kişi konumuna düşer. Böyle bir durumda sağlıklı bir iletişim kurmak neredeyse imkansızlaşır. Konuşulan şeylerin kalitesinde de azalma gözlemlenir. Birey iletişim sürecinde geri bildirim gönderirken; kişisel görüş, değerlendirme, öneri ve soruları karıştırma ihtimalini ortadan kaldırır yani kaynağı dinleyen kişi aktif ve dikkatlidir. Bu süreçte dinleyici sadece sözel olarak iletilen mesajlara değil de, beden hareketleri, jest ve mimikler gibi sözel olmayan mesajlara da dikkat eder. Ayrıca iletişim becerileri sırasında aktif bir dinleyiciden söz edebilmek için de kaynağa içten bir ilgi gösterilmesi gerekmektedir.
Şu yazılar da ilgini çekebilir:
https://www.etkinkampus.com/etkileyici-bir-on-yazi-nasil-yazilir/2021/06/06/
https://www.etkinkampus.com/yurt-disinda-staj-imkani-bulabileceginiz-5-site/2021/06/01/
https://www.etkinkampus.com/powerpointten-sikilan-ogrencilere-online-sunum-araclari/2021/05/30/