İçine Doğduğumuz Aile Kaderimiz Midir?
İnsanın hayatının ilk yılları, kimliği ve karakterinin şekillendiği en kritik dönemdir. Bu dönemde aile, kişiyi çevreleyen en önemli sosyal yapılardan biridir. Bireylerin sosyalizasyon süreçlerinde merkezi bir rol oynar. Peki, içine doğduğumuz aile bizim kaderimizi belirler mi? Yoksa bireyler bu sınırları aşabilir mi?
AİLENİN BİREY ÜZERİNDEKİ ETKİSİ
Genlerimiz Kaderimizi belirler mi?
Biyolojik determinizm, bireyin kişiliğinin, yeteneklerinin ve zihinsel özelliklerinin büyük ölçüde genetik faktörler tarafından belirlendiğini öne sürer. Evrimsel psikoloji literatürü ve genetik araştırmalar, bireylerin hayatının ailelerinden gelen genler tarafından şekillendiğini ortaya koyar.
Robert Plomin’in ‘’ Blueprint: How DNA Makes Us Who We are’’ adlı kitabında genetik faktörlerin bireylerin kimliklerini, davranışlarını şekillendirdiğini belirtir. Örneğin; ebeveynleri akademik başarıya sahip olan bireylerin, akademik yetkinlik konusunda genetik olarak genetik bir avantaja sahip oldukları düşünülür. Ayrıca yapılan başka çalışmalarda (Bouchard ve Mcgue) nevrotiklik, sosyallik gibi kişilik özelliklerinin de genetik faktörler tarafından kalıtsal olduğu ortaya koyulmuştur.
Ancak genetik faktörlerin belirleyiciliğinin doğruluğu ve keskinliği tartışmaya açıktır. Genetik miras bir potansiyel sunar. Ancak bu potansiyelin ne kadar ve nasıl geliştirileceği farklı faktörlere bağlıdır. İşte burada toplumsal yapısalcılık devreye girer.
Toplumsal yapısalcılık
Ona göre insanlar sadece biyolojik varlıklar değildir. Aynı zamanda toplumsal yapının bir ürünüdür. Bunu açıklamak için ‘’habitus’’ ve ‘’sermaye’’ kavramlarını geliştirmiştir. Pierre Bourdieu, bu kavramlarla bireyin içine doğduğu ailenin sosyoekonomik durumunun bireyin hayatını nasıl biçimlendirdiğini ele alır.
Habitus yön veren kişileşmiş yapılardır. Yani habitus, bireyin aile ve toplumdan edindiği alışkanlıklar, düşünce kalıpları ve davranış biçimleridir. Bireyin doğduğu sosyal sınıfın alışkanlıklarını ve düşünme biçimini belirlediğini ifade eder. Hepimizin bir habitusu vardır. Her habitus farklı davranışlara gebedir. Kimimiz ekonomik sermayesi düşük ailelerde (işçi sınıfı) ailelerde büyüyor, kimimiz ise sanata ve bilime önem veren orta sınıf bir ailede büyüyor. Bir tarafta işçi sınıfı bir çocuk var bir tarafta kültürel sermayesi yüksek olan orta sınıf bir ailenin çocuğu var. Bu iki çocuk doğduğu andan itibaren hayatı farklı algılayacaklardır.
Bourdieu’ya göre habitus bizim yatkınlıklarımızı belirleyen kişisel yapıdır. Bu kişisel yapı olmasına rağmen biz bu yatkınlıkları eğilimleri toplumdan kazanırız. Çocukken aile ortamında, okul ortamında, arkadaş ortamında gördüğümüz şeyleri içselleştiririz. Örneğin işçi sınıfında büyüyen bir çocuğun profesör olma ihtimali düşüktür. Bunun sebebi sadece ekonomik ve kültürel sermaye eksikliğinden kaynaklanmaz. Bu çocuk sosyal sınıfından dolayı sahip olduğu habitusundan dolayı kendisini aşağı görür ve rofesör gibi üst konumları kendisine layık görmez.
Benzer şekilde, Annette Lareau ‘’Invisible Inequality: Social Class and Childrearing’’ adlı çalışmasında, orta sınıf ve işçi sınıfı ailelerin çocuk yetiştirme tarzlarını karşılaştırmıştır. Orta sınıf aileler genellikle çocuklarını aktif olarak destekler, çocuklarının yeteneklerinin geliştirilmesine ve onlara özgüven kazandırılmasına yönelik ebeveynlik modeli benimserler.
Lareu işçi sınıfı aileler için ‘’accomplishment of natural growth’’ (doğal gelişimin tamamlanması) yaklaşımını ortaya koyar. Yani işçi sınıfı ailelerde çocukların kendiliğinden büyümesine ve gelişimine izin verilir. Örneğin işçi sınıfı çocuklarının okul dışında daha fazla serbest zamanı vardır. Sokakta vs. gibi yerlerde kendi oyunlarını ve sosyal ilişkilerini organize ederler. Orta sınıf çocukların aksine, belirli kurslara, etkinliklere veya spor faaliyetlerine yönlendirilmezler. Fakat otoriteyle doğrudan çatışmak yerine onları sorgulamadan uyum sağlamaları için teşvik eder. Orta sınıf çocukları ise ebeveynleri tarafından müzakere etmeyi öğrenir. Bu durum, işçi sınıfı çocuklarının yetişkinlikte kendi haklarını savunmada daha pasif kalmalarına ve otoriteyle doğrudan müzakere etmek yerine kurallara uyum sağlamaya yönelmelerine yol açabilir.
Kültürel sermaye, sosyal sınıf, bireyin akademik ve mesleki başarısında kritik bir rol oynar. Yani, içine doğduğumuz ailemiz ve çevremiz, biyolojik mirasımızın nasıl bir şekil alacağını belirleyebilir. Ancak, birey sadece toplumsal yapının bir ürünü müdür? Bireysel irade, bu belirleyicileri aşabilir mi?
Varoluşçuluk ve Özgürlük
Jean-Paul Sartre’ın varoluşçuluğu, bireyin tamamen özgür olduğunu ve kendi seçimleriyle kimliğini şekillendirdiğini savunur. Sartre’ın meşhur sözü “Varoluş özden önce gelir” ifadesi, insanın hayatını belirleyen tek şeyin kendi kararları olduğuna işaret eder.
Bu bakışa göre, insan kendisine sunulan koşulları aşabilir. Toplumsal veya genetik belirleyicilik bireyin bağımsız düşünmesini engellemez; aksine, bireyin bunları aşma sorumluluğu vardır. Yani birey, biyolojik ve toplumsal sınırları aşmakla yükümlüdür.
Ancak burada kritik bir soru ortaya çıkar: Herkes içinde doğduğu koşulları gerçekten aşabilir mi? Bir başka deyişle, özgürlük herkes için eşit mi?
Sartre, bireyin koşullarını aşma sorumluluğundan bahsederken, farklı insanların farklı koşullara sahip olduğunu vurgulamaz. György Lukacs’ın anlayışıyla örnek verecek olursak ekonomik olarak dezavantajlı olan bir bireyin seçim yapma olanakları, ekonomik olarak avantajlı olan bireye göre daha kısıtlıdır. Belirli yapısal engeller özgürlüğü kısıtlayabilir. Eğer özgürlüğü yalnızca bireysel seçimlerden ibaret sayarsak ekonomik eşitsizliklerin bireyin özgürlüğünü nasıl kısıtladığını göz ardı etmiş oluruz.
Sonuç
İçine doğduğumuz aile büyük ölçüde yaşamımızı etkileyebilir, ancak bu mutlak bir kader değildir. İnsan, içinde bulunduğu koşulları aşmak için mücadele edebilir ve kendine yeni bir yol çizebilir. Aynı zamanda bireyin kaderi yalnızca kendi iradesine de bağlı değildir; toplumun sunduğu imkânlar ve bireyin bu imkânlardan nasıl yararlandığı ile de doğrudan ilişkilidir. Bu çerçevede, içine doğduğumuz ailenin kaderimizi bütünüyle belirleyip belirlemediği sorusuna kesin bir yanıt vermek zordur. Kimi bireyler içinde bulundukları sınıfsal ve kültürel koşulların sunduğu imkânları avantaja çevirirken, kimileri ise dezavantajlı konumlarını aşmak için büyük bir mücadele vermek zorunda kalır. Kader, yalnızca doğuştan gelen belirleyicilerle şekillenmez; bireyin sahip olduğu irade, çaba ve içinde bulunduğu sosyal dinamikler de onun geleceğini önemli ölçüde etkiler. Sonuç olarak, bireyin yaşamını hangi ölçüde kontrol edebildiği, genetik miras, toplumsal yapı ve bireysel irade arasındaki karmaşık etkileşim içinde değerlendirilmeli ve mutlak bir determinizmden kaçınılmalıdır.
Kaynak
- Çoşkun, S. (2015). VAROLUŞÇULUK VE ÖZGÜRLÜK PROBLEMİ. Felsefe Dünyası(61), 80-105.
- Kaplan, M., & Yardımcıoğlu, M. (2020). ALAN, HABITUS VE SERMAYE KAVRAMLARIYLA PIERRE BOURDIEU. Habitus Toplumbilim Dergisi(1), 23-37.
- “Invisible Inequality: Social Class and Childrearing in Black Families and White Families.” American Sociological Review, vol. 67, no. 5, 2002, pp. 747–776.
- Gidziala, A., Malanchini, M., Rimfeld, K., McMillan, A., Ronald, A., Viding, E., Pike, A., Asbury, K., Eley, T. C., von Stumm, S., & Plomin, R. (2023). Explaining the influence of non-shared environment (NSE) on symptoms of behaviour problems from preschool to adulthood: Mind the missing NSE gap. Journal of Child Psychology and Psychiatry, 64(5), 747–757.
- “Genetic and Environmental Influences on Human Psychological Differences.” Journal of Neurobiology, vol. 54, no. 1, 2003, pp. 4–45.
Duygu Dutlucalı
Marmara Üniversitesi Sosyoloji Bölümü
2. Sınıf Temsilcisi
Vaka Akademisi: Aile Danışmanlığı ile Tanışmaya Hazır Mısın?
Aile danışmanlığı alanında kendini geliştirmek ve gerçek vaka analizleriyle deneyim kazanmak ister misin? O zaman Vaka Akademisi: Aile Danışmanlığı etkinliği tam sana göre! 👨👩👧👦✨
💡 Neler Öğreneceksin? Gerçek vaka analizleri ile interaktif eğitim, Deneyimli uzmanlardan değerli bilgiler, Aile danışmanlığının temel prensipleri ve uygulamaları, Mesleki gelişim ve network fırsatları
Bu eşsiz deneyimin bir parçası olmak için hemen kaydol! Yerini ayırt ve mesleki geleceğine yatırım yap.
Sen de aile danışmanlığı alanında uzmanlaşmak istiyorsan bu fırsatı kaçırma! 🌟