Koronavirüs sadece fiziki sağlığımızı mı vurdu? Kocaman bir hayır. Akıl sağlığımızı, kontrolümüzü, yaşama hevesimizi, gelecek planlarımızı her şeyi vurdu. Koronavirüs eşittir ev demek oldu artık akıllarımızda. Sosyal hayatımızdan, arkadaşlarımızdan, sevdiklerimizden, eğlenceden uzaklaştığımız bir süreç haline dönüştü. Daha öncesinde hiç bu kadar evlere hapsedilmemiştik. Aile ile geçirilen zamanların artması, sıkıntıdan sürekli yenilen yemeklerle alınan kilolar, yapacak bir şey bulamayıp dizi, film ve kitaplara sarmak tabii onlardan da bir süre sonra sıkılmak, derslerin online olmasıyla hocaların daha fazla üzerimize gelmesi, ailemizin ve çevremizin de bu süreçten olumsuz bir şekilde etkilendiğini unutmazsak hepimizin sinirli ve gergin olduğu bir süreç geçirdik ve geçiriyoruz. Şiştik be kardeşim… Her yerimiz sinir stres oldu be. Yürüyen siniriz artık. Peki bu süreçte bizi çileden çıkartan bazen çok güldüren bazen de şaşkınlıkla bakmamızı sağlayan neler oldu gelin birlikte bir göz atalım.
Evde nelerden şikayet ettik?
Evde kaldığımız bu süreçte bizi şaşkına düşüren ilk şey şüphesiz marketlere insanların akın etmesi olmuştu. Sokağa çıkma yasağını duyunca koşa koşa ne var ne yoksa alındı. Anne, baba! Yer yok evde yer alma… Kahveleri de stok yapıp aileyle tükettiysek yandık. Artık herkes zombi, evdeki herkes birbiriyle sabaha kadar uğraştı durdu. Gün içerisinde sürekli televizyon açık kaldı ve sağlık bakanı ne diyecek, acaba kaç kişi hayatını kaybetti bugün ne açıklama yapacak diye bekler olduk. Sağlık bakanının konuşmalarını beklediğimiz kadar eski sevgilimizi bekleseydik şimdi evli mutlu çocukluyduk arkadaşlar. Hatta bazen Müge Anlı’dan bile ümit etmiştik koronanın hangi şehirde olduğunu bulabilsin diye… Vakaların artmasıyla virüsle mücadele vergisi de gelir mi diye bir korkmadık değil şimdi. Her şey tamam düzeliyor dediğimiz zaman ikinci dalga haberi gelmesin mi? Sağlık sistemimiz ikinci dalgaya hazır tamam ama ya sinir sistemim? Bir show tv doktorlar ekibi çıksa gelse her şey düzelecek gibiydi sanki. Derslerimize online olarak devam ettiğimiz süreçte bocaladık, mental olarak bu kadar bıkmışlığın üstüne online olmasının hırsını bizden çıkaran hocaların ütopik ödevlerinin bir saatte yetişmesi gibi akademik sancılar da bu sürecin tuzu biberi oldu. Kopya çekmememiz adına yapılan 40 soruya 20 dakika vermeler oo bu az oldu deyip kamera açtırmalar sınavlardan önce şerefimiz üstüne yemin ettirdikleri sanal belgeler bizi tam anlamıyla bi tir di. Gençliğimiz; hayatımızın baharı bilgisayar başında bel, boyun fıtığı, artan gözlük dereceleri ve kaybettiğimiz akıl sağlığımızla geçip gitti….Özellikle üniversite sınavının stadyumda yapılacağı haberinin şaşkınlığı sınavda acaba Sivasspor deplasmanının mı çıkacağı sorularını oluşturdu akıllarda.
Peki dışarıda nelere şaşırdık?
Sürekli takmak zorunda olduğumuz maskeleri yüzümüzden düşürmedik. Çok komik duruyor haklısın hepimiz doktor olduk bu dönemde… Ama ısıtıyor neyse ki soğuk havalarda biraz olsun katlanılabiliyor. Alışveriş merkezleri, spor salonları, kafeler, restoranlar, kahvehaneler her yer kapandı. Starbucksta yarım kalan kahveleri içmeyi bıraktık, McDonald’sta tepside kalan patatesleri yemeyi bıraktık ehehe.
Kahvehanelerin kapalı olması üzerine gelen yasağı dinlemeyip yine de dükkanını açan o yaşlı amcalarımız da koronanın Ocak başında çay demlediği ortamda topladı arkadaşlarını bir güzel oturdular. Evde kaldık çok bunaldık evet anlıyoruz ama balığımı gezdirmeye çıktım diyeni de gördük hiç kimse senin kadar ikna etmedi bizi sağlık bakanı ol be adam! Bu ülke toplu taşımada koronadan korunmak için kafasına kova geçireni bile gördü yahu! Sırf virüsten korunmak için ada satın alan futbolcuyu duyduğumuzda ise en büyük yıkımı yaşadık sanırım. Biz de kolonya aldık işte onunla şey yapıyoruz öyle iyiyiz ya biz de sen merak etme bizi… Evlerine girmemek için direten adeta bir gangstar gibi takılan amcalarımız yüzünden belediye tarafından sökülen banklara da ayrı sinirlendik.
Bir de pangolin isimli hayvanın virüs taşıdığı gerekçesiyle yenmemesi gerektiği söylendi, bir zevkimiz pangolin yemek ona da karışmayın be kardeşim! Bilim insanları koronavirüsün protein yapısını müziğe dönüştürdüğünde ise bir sn noluyor cenaze müziğimiz mi hazırlanıyor diye panikledik.
Hayatımızda hiçbir şey iyi gitmiyor kiloları da aldık ee evde spor yapıp verelim bari dedik, o plank neydi öyle ya? Geçen 30 saniyede dünyada 3 yıl ediyor…
Biliyoruz okuyunca bile hala yaşamakta olduğumuz belki de daha dün yaşadığımız olayları görünce tekrar sinirlendik, canımız sıkıldı ama kısa bir sürede her şeyin düzeleceğine inanıyoruz güzel arkadaşımız. Bu süreçte birbirimizi biraz daha alttan alarak süreci daha çekilir kılabiliriz. Yüzünün güldüğü, sinirin hayatından uzaklaştığı günlerin gelmesi dileğiyle, mutlu kal!
Peki seni bu süreçte en çok çileden çıkaran şey ne oldu? Biz buradayız, hadi yorumda bizimle paylaş!