Henüz Mezun Ol(a)mayan Diyetisyen Adaylarına Tavsiyeler
Herkesin Instagram’ında en az 3 4 tane takip ettiği diyetisyen hesabı vardır. Son zamanlarda yaygınlaşan sağlıklı beslenme alışkanlıklarının getirisi mi yoksa mezunlarının artması mı sebebi bilinmez ancak neyse ki 10-15 kilo vermenin ya da spor yapıyor olmanın kimseyi beslenme uzmanı yapmadığı bir eğitim sistemindeyiz. İşi uzmanına bırakmayı aklımızdan çıkarmayarak bunun eğitimini almış, uzmanlığını elde etmiş diyetetik öğrencilerine birkaç tavsiyede bulunmayı görev edindik.
İletişim becerinizi geliştirin
İşiniz tamamen karşı tarafı söylediğiniz şeyleri yapmaya ne kadar ikna ettiğinizle alakalı. Hizmet sektörünün en kişisel gelişime açık meslek gruplarından birinde yer alıyor olmanın birtakım sonuçları var elbette. Anlık fevriliğin ya da tahammülsüzlüğün ofisinizden içeriye girmemesi gerekmektedir. Danışanınız o hafta büyük boy pasta ya da kova menü tavuk bile yemiş olsa gülümsemenizi eksik etmeden bu yaptığının süreç ve gelecek hayatı adına sağlıklı olmadığına ikna etmeli ve tekrarlamaması için desteklemelisiniz. İnsanlarla konuşmaktan çekinmemeli doğru ve sağlıklı olan ne ise direkt söylemeyi alışkanlık haline getirmelisiniz. Eğer daha içe dönük bir yapınız varsa bunu aşacak topluluklara, interaktif eğitimlerin yer aldığı gelişim kamplarına katılarak çözümü kendi adınıza kolaylaştırabilirsiniz.
Network ağınızı genişletin
Şunu unutmayın ki size katkıyı “mezun olunca beni de görürsün ehehe” diyen akrabalarınız değil danışanınızın tavsiyesi ile gelen bir başka danışan sağlar. Bu yüzden adınızı ya da markanızı duyuracak kişisel gelişim etkinliklerinin, öğrenci destekli oluşumlarda yer alacağınız görevlerde göstereceğiniz özverinin bu sürece olumlu katkısı olacağını atlamayın. Aktifliğin ön planda olduğu bir sektör olmasının avantajı olarak katılacağınız onlarca etkinlik, adınıza gelecek birçok sertifikanın size çokça yarar sağlayacaktır.
Sosyal medyayı aktif kullanın
Günümüzde öğretmenlikten tutun da mühendisliğe kadar bütün sektörlerde sosyal medyanın etkisi oldukça fazladır. Bu durumun en bariz örneklerinden biri de diyetisyenliktir. Yaptığınız işin %45-50 hatta belki daha fazlası sosyal medyada ne kadar aktif olduğunuzla alakalıdır. Adınızı ne kadar iyi kullanabildiğiniz ve sizi takip eden kişilere neler kattığınızı da bu işin bir feedback’i olarak görebilirsiniz. Sadece tanıdıkların takip ettiği kişisel hesaplardan farklı olarak çok daha yabancı kitlelere hitap ederek, onlara görmek istedikleri şeyleri sunabilmelisiniz. Ama tabi ki bu durum bölümü kazanır kazanmaz hesap açarak internet bilgileriyle dolu postlar paylaşmak ya da diploma almadan diyet yazmaya başlamak anlamına gelmemelidir. Yetkinliğiniz olmayan kısımlarda bulunmak pek doğru bir hamle olmayacaktır.
Mesleğinizin etik kurallarına göre hareket edin
Üstteki maddenin devamı niteliğinde olan bu madde kişisel etik algılarınızdan mesleki olana kadar uzanmaktadır. Nasıl ki tıpta hipokrata aykırı hareket etmek hem mesleki hem kişisel alanınızı kirletmek anlamına geliyorsa yazılmış kuralları olmayan her meslekte de etik kurallarının var olduğunu ifade eder. Bu durum danışan istismarından izni olmadan paylaşılan before- after fotoğraflarına, mezun olmadan diyet yazmadan diyetisyenlerin baş düşmanı olan herbal life’cılarla beraber çalışmaya kadar uzanan geniş anlamlar taşır. Mesleği sadece gelir kaynağı olarak görmeden bir hayat tarzı ve sosyal statü olduğunu unutmamanız gerekmektedir. Hakkını vererek yaptığınız her iş sizde gurur duygusu oluşturmalı bu yüzden “para gelsin de nereden gelirse” algısını yıkarak karşınıza çıkan herkese karşı dik durmalı kazandığınız her paranın ve size gelen her danışanın içinize sinerek hayatınıza dahil olduğundan emin olmalısınız.
Ufkunuzu genişletmeye her daim açık olun
Sosyal bir meslek olarak bilgiler her yıl güncellenmektedir. Bir önceki yıl doğru kabul edilen şeyler bu yıl yerle yeksan edilebilir. Bu yüzden kendinizi sürekli yenilemeli makaleleri, araştırmaları yakından takip etmelisiniz. Merak duygunuzu her daim körükleyecek motivasyonu bulmalısınız. Bir yerden sonra her çıkan kitaptan haberdar olacak bilginizin ya da fikrinizin olmadığı bir beslenme türü, önerisi, danışan sorusu olmadığını fark edeceksiniz.
Aynı şekilde kulaktan dolma bilgilere itibar etmeyecek yetkinlikte olabilmek için de piyasaya hakim olmalısınız. Hayır kan grubuna göre beslenme diye bir şeyin doğruluğunu kanıtlayacak yeteri kadar araştırma yok en iyisi diyetlerin sultanı olan akdeniz diyetine devam edelim cümlesine ikna olmayacak danışan olduğunu sanmıyorum.
Teoriden çok, pratik pratik pratik
Bu durum bir nevi balık almak yerine balık tutmayı öğrenmektir. Yazılı bilgileri herkes öğrenir ama derslerde aldığınız bilgiler mesleki açıdan asla yeterli olmayacaktır. Önemli olan o bilgileri gündelik hayata nasıl uyguladığınızdır. Kan tahlili okumayı bilmek de bir şeydir elbet ancak o tahlilde ufacık sapmanın dahi nedenini bilmek sizi yetkin biri yapacaktır. Bu yüzden elinize geçen her geziyi, stajı, eğitim şansını kaçırmamaya özen gösterin. En basit bir uygulamadan bile heybenize koyacak bir şeyler mutlaka bulacaksınızdır.
Tabi ki demesi kolay yapması zorlayıcı öneriler bunlar ancak her yıl binlerce mezun veren bir meslekte aradan sıyrılmayı düşünüyorsanız bazı fedakarlıkları yapmanız gerekmekte. Benim de içinde bulunduğum beslenme ve diyetetik öğrencilerine çokça sevgiler ve mesleki hayatlarında başarılar.
İngilizcenizi geliştirin
Bunu ne kadar çok vurgulasak az kalacak. İngilizcenizi muhakkak geliştirin. İngilizcenizi geliştirmek için okulun özellikle ilk senesi olmak üzere, ilk iki senesi çok hafif geçiyorken İngilizcenizi geliştirmeye bu dönemde ağırlık vermek hem işinizi kolaylaştıracak hem de sizi mezun olmadan önce büyük bir dertten kurtaracak. Aman sonra yaparım demeyin, üçüncü sınıf dersleri zor, dördüncü sınıf stajı aşırı yorucu ne yazık ki.
Doğru bilgi ile yanlış bilgiyi ayırt etmeyi öğrenin. Magazin bilgisi vs bilimsel bilgi?
Sağlıklı beslenme ve fitness modası olunca internetteki sağlıklı beslenme yazıları aldı başını gitti. İlk seneniz ise bu yanılgıya düşmemenizi tavsiye ederiz. Yarısı reklam dolu olan sağlık dergilerinde yazanları, instagramda gördüklerinizi sanki doğruymuş gibi benimsemeyin. Bilimsel makalelerin yayımlandığı dergiler için bile derginin etkinliğini gösteren impact factor diye bir değer var. Derginin güvenirliliğinin bir ölçütü gibi bir şey. Yani bilginin bilimsel dergide yayımlanmış olması bile yeterli değil aslında iyice irdelemek gerekiyor.
internette her okuduğunuza inanmamanız (doğru kabul etmemeniz) ve okulda öğrendiklerinizle kendinizi sınırlamamanız gerektiğinin bilincinde olun.
Öğrenmek istediklerinizi araştırmak için; pubmed, google scholar (Türkçesi: google akademik),sciencedirect kullanabilirsiniz. Onun dışında ADA (American Diabetes Association), British Medical Journal (BMJ), Academy of Nutrition and Dietetics (eatright.org) dergilerini ve sitelerini takip edebilirsiniz. Examine.com‘da da besin destekleri üzerine güzel rehberler ve makaleler var.
Bu sitelerde makalelerin çoğu ücretlidir. Ücretsiz guideline yani rehberler bulabilirsiniz ama makaleler genelde ücretli ve pahalıdır. Eh biz öğrenciyiz canım derseniz de para ödemenize gerek olmadan da bu bilgilere erişebilirsiniz. Üniversitelerin bu veritabanları ile anlaşması var. Üniversitenizin kütüphanesinin web sitesinde veritabanlarına kampüs dışı erişim ile ilgili bir sayfa vardır. O sayfaya girip veritabanlarına kendi bilgisayarınızdan nasıl gireceğinizi öğrenebilirsiniz. Tarayıcıdan proxy ayarı yapıp öğrenci numarası ve şifre (genelde tc kimlik no oluyor) ile girilebiliyor. Eğer bahsettiğim sayfayı bulamazsanız kütüphaneye gidip sorun ya da mail atın.
Bilimsel makale okuyun
Türkçe olması avantajı ile google akademikten okumalarınıza başlayabilirsiniz. Öğrneğin; Sporcu beslenmesi, diyetisyenve beslenme kelimeleri için alert yani uyarı oluşturabilirsiniz. Oluştururken belli bir makale sayısı belirliyorsunuz. 10 ve 20 seçeneği var, yeni makale yayımlandığında en fazla 10 veya 20 makale olacak şekilde liste halinde mailinize geliyor. Siz de ilgi alanlarınıza yönelik olarak anahtar kelimeler belirleyip uyarı oluşturabilirsiniz.
Üçüncü sınıfta okulda tıbbi beslenme tedavilerini öğrenmeye başladıkça öğrendiğiniz konularla ilgili bilimsel makale okumaya da başlayın. Eğer konunuz karaciğer hastalıkları ise sadece hocanın verdiği slayt çıktısına ve diyet el kitabına bağlı kalmayın. Pubmed’den, google scholar’dan kendi araştırmanızı yapın.
İnterneti iyi kullanın
Bu aslında birçok maddeyi kapsıyor. Bilgi birikiminizi ve kişisel gelişiminize katkısı büyük olur. Bilgili başarılı diyetisyenleri, doktorları takip edin. Mesela ben sporcu beslenmesine ilgim var diye fizyoterapist ve antrenörler de takip ediyorum, yıllardır takip ettiğim için spor bilimi ile ilgili de bilgiye sahibim. İnternet sayesinde eni çıkan makalelerden, iyi bloglardan, başarılı kitaplardan, gelecek etkinliklerden haberiniz olur. İnternet muhteşem bir kaynak, kullanın.
Merak ettiğiniz her şeyi araştırın
Araştırın, okuyun, öğrenin. Kendimi nasıl geliştireceğim diye soruyorsunuz ya, işte anahtarı bu üç kelime; araştırmak, okumak ve öğrenmek. Biri size beslenmeyle ilgili bir soru sorarsa, aklınıza takılan bir şey olursa araştırın. Az önce bahsettiğim veritabanlarına girip araştırın okuyun. Onları okurken başka şeyleri de merak edip araştırırsınız, yanda çıkan öneriler dikkatinizi çeker vs vs böyle uzar gider. Bu şekilde araştırıp okuduğunuz şeyleri çok daha iyi öğrenirsiniz çünkü sizi öğrenmeye iten şey kendi merakınız olur.
Bölümümün/Mesleğin, zayıflama-kilo alma üzerine kurulu olmadığının farkına varın.
Toplumumuzda da böyle bir algı var, diyetisyenler sadece zayıflatıyormuş gibi hayatımızın tek gayesi milletin tartıda daha küçük rakamlar görmesiymiş gibi bir algı var. Bölümün temel amacı bu değil. Zaten kilo verme kilo alma diyetleri ile ilgili anlatılabilecek şeyler bir dersi doldurmaz. Siz bu bölümde; insan vücudunun fizyolojisini, beslenme biyokimyasını ve hastalıkların beslenme tedavilerini görüyorsunuz. Oral beslenme alamayan onkoloji hastası tüple nasıl beslenir, reflüsü olan insanlar nasıl beslenmeli ne yememeli nelere dikkat etmeli, mide ameliyatlarından sonra dikkat edilmesi gereken şeyler neler ve post-op hastalar neden basit şeker tüketmemeliler, bariatrik cerrahinin detayları neler, antrenman öncesi sonrası nasıl beslenilmeli gibi farklı durumlara ve hastalıklara yönelik olarak beslenme tedavilerini öğreneceksiniz. Bölüme gelirken ve okurken bunun bilincinde olmalısınız.
Faydalı ve kaliteli etkinliklere katılın
Ne kadar çok etkinlik, konferans, kongre ve seminer var değil mi? Hatta bazıları gerçekten ateş pahası. Ne kadar çok sertifika o kadar çok yetkinlik mi sizce? Tabiki hayır. Ne yazık ki sizlere vakit ve nakit kaybı olarak dönecek çok sayıda etkinlik mevcut. O yüzden mesleki gelişiminize katkıda bulunacağını düşündüğünüz etkinliklere katılmaya özen gösterin. Bölümünüz ve mesleğiniz ile ilgili ne kadar çok aktivite içerisinde olmanız size artı sağlayacaktır.
Sen de Etkin Kampüs temsilcisi olarak beslenme ve diyetetik departmanımızda kariyer gelişimine katkı sağlayabilirsin. Birçok diyetisyen ile tanışarak her gün bilgilerini güncelleyebilir, etkinlikleri organize edebilir ve network ağını genişletebilirsin. 🙂
Hey üniversiteli! Yazı verimli geçirmek için bir tatil planın var mı? Kalabalık bir ekiple eğitim, eğlence ve yaz tatili yaparken kariyer gelişimini desteklemeye ve network’ler oluşturmaya ne dersin?
Buraya tıklayarak sen de bütçene uygun, unutulmaz bir deneyimle yazını renklendirebilirsin! Summer MeetUp’ta seni de aramızda görmeyi çok isteriz ?
Şu yazılarda ilgini çekebilir:
https://www.etkinkampus.com/turkiyede-ve-dunyada-staj-ilanlari-bulabilecegin-siteler/2021/06/25/
https://www.etkinkampus.com/yurt-disi-plani-yapamayanlarin-yararlanacagi-7-program/2021/06/24/
https://www.etkinkampus.com/spor-yapmakla-ilgili-dogru-bilinen-yanlislar/2021/06/13/