fbpx

BASINÇ YARASI VE HEMŞİRELİK BAKIMI

Basınç Yarası Nedir?

Dokuların uzun süreli basınç altında kalmasına bağlı olarak gelişen ve daha çok vücudun dışarıdan gelen fiziksel bir basınç sonucunda vücut yüzeyindeki sıkışma, sürtünme, yırtılma veya bunların çeşitli derecelerde kombinasyonlarıyla (özellikle kemik çıkıntılarının üzerinde) ortaya çıkabilen ülserasyonlar ve doku nekrozlarıdır. Basit önlemlerle korunabilecek olan basınç yaralarının, oluştuğu takdirde tedavisi son derece güçtür ve hastanın yaşam süresini ve kalitesini kötü yönde etkiler. Karmaşık bir doku yıkımı sürecine bağlı olarak gelişen basınç yaralarının tedavisi de karmaşık ve pahalıdır. Plastik cerrah, genel cerrah, ortopedist, dahiliyeci, nörolog, beslenme uzmanı, fizyoterapist, hemşire gibi uzmanlardan oluşan multidisipliner bir yaklaşım gerektirir.

 

Bası ülserleri özellikle koksiks, omurga, topuklar, dirsekler, ayak bileği, kalça, iliyak kemik, kulak gibi kemik çıkıntısı olan vücut bölgelerinde, spinal kord hasarı, ciddi akut yetmezliği olan hastalar, yaşlı ve hareket kısıtlılığı olan bireylerde daha sık görülmektedir. Ayrıca akut bakım alanlarında, uzun süreli bakım alanlarında ve evde bakım alan hastalarda ortaya çıkabilmektedir. Genellikle hasar öncelikle subkutan doku veya kasta oluşur ve bu yüzden hasar gören alan klinik olarak deri yüzeyinden görülen alandan daha fazla olabilir. Karakteristik olarak, cilt seviyesinde oluşan nekroz kemik üzerindeki yapıların nekrozuyla karşılaştırılınca genelde daha azdır.

 

Yatış Pozisyonuna Göre Basınç Yaralarının Oluştuğu Bölgeler 

Sırtüstü (Supine) Pozisyonda: Başın arkası, skapula, vertebra çıkıntıları, dirsekler, sakrum, topuklar

Yüzüstü (Prone) Pozisyonda: Yanak ve kulaklar, akromiyon, kadınlarda memeler, erkeklerde genital organ, dizler, parmak uçları

Lateral Pozisyonunda: Kulaklar, omuz başları, dirsekler, kostaların yan kısımları, trokanterler, dizin, ayağın ve topuğun yan kısımları

Fowler Pozisyonunda: Topuklar, sakrum bölgesi ve iskiyum bölgesi

Basınç Ülserleri Evreleri

 

 

Evre I: Beyazlamayan Eritem: Koyu renk tenli kişilerde tanımlanması zor olan, basmakla kızarıklığı solmayan, bütünlüğü bozulmamış cilttir. His, ısı ya da sertlik görsel değişikliklerden önce hissedilebilir. Derin doku yaralanmasına işaret eden kahverengi ya da mor renk değişiklikleri oluşmayabilir.

 

 

Evre II: Dermisin Etkilendiği Kısmi Kalınlıkta Cilt Kaybı: Yara yatağı kırmızı ya da pembe renkte, canlı, nemli ve su dolu kabarcık olarak görünür. Granülasyon dokusu, kabuk ya da skar yoktur.

 

 

 

 

Evre III: Tam Kalınlıkta Deri Kaybı: Cilt altı yağ dokusu görülebildiği ülser ya da granülasyon dokunun bulunduğu deri kaybıdır. Dokularda şiddetli yıkım vardır. Adale, kemik, tendon, ve eklem kapsülleri zarar görmüştür. Derin bir krater görünümündedir. Bu aşamada nekrotik dokular, sinus tract oluşumu, eksuda ve enfeksiyon vardır. Yara yatağı genellikle ağrısızdır. Kabuk ya da skar doku, doku kaybının boyutunu gizlerse “Evrelendirilemeyen Basınç Yarası” adını alır.

 

 

Evre IV: Tam Deri ve Doku Kaybı: Kemik, tendon ve kas dokusunun da etkilendiği tam bir doku kaybı mevcuttur. Derinliği ülserin geliştiği anatomik bölgeye göre değişiklik gösterir. Genellikle cep ve tüneller içerir.

 

 

 

 

 

 

Evrelendirilemeyen Doku Kaybı: Derinliği Bilinmeyen Deri-Doku Kaybı: Yara yerindeki sarı nekrotik doku ya da skar nedeni ile ülserin derinliğinin bilinemediği deri-doku kaybıdır. Sarı nekrotik doku ya da skar ortadan kaldırılırsa evre 3 ya da evre 4 basınç ülseri ortaya çıkabilir.

 

 

 

 

Derin Doku Basınç Hasarı: Kalıcı Beyazlamayan Koyu Kırmızı, Kor ya da Kahverengi Doku Rengi Değişikliği: Kalıcı beyazlamayan koyu kırmızı, mor ya kahverengi renk değişikliği ya da epidermal ayrılma olan koyu renkli içi kanla dolu kabarcıkla lokalize sağlam deridir. Bu yaralanma kemik-kas arasındaki uzun süreli ve yoğun basınç ve yırtılma kuvvetinin sonucudur.

 

 

Hemşirelik Bakımı ve Eğitimi

  1. Her pozisyon değişiminde riskli bölgeler kızarıklık, sıyrık, bül, çatlak ve lezyon açısından değerlendirilir.
  2. Riskli hastalarda, antidekübütik ve antipoliüretan yatak kullanılır.
  3. Cilt bakımında alkali olmayan sabunlar kullanılır.
  4. Cilt bakımında pudra kullanılmaz.
  5. Hassas ve kuru cilt üzerine masaj yapılmaz.
  6. Her 4 saatte bir pozisyon değiştirilir.
  7. Daima cildin kuru ve temiz olması sağlanır.
  8. Banyo ve bakımlardan sonra cilde nemlendirici sürülür.
  9. Hastanın giysilerinin her zaman temiz, kuru, terletmeyen ve emici kumaştan olması sağlanır.
  10. Sürgü verirken cildin tahriş olmamasına dikkat edilir.
  11. Sakral bölge daima temiz ve kuru tutulur.
  12. Pozisyon verirken basıncın abdomen, sırt, ekstremitelere eşit dağılımı sağlanır.
  13. Tıbbi bir kontrendikasyonu yoksa, günlük 2500cc sıvı alımı sağlanır.
  14. 24 saatlik aldığı-çıkardığı takibi yapılır, ‚‘‘Hemşire Takip ve Tedavi Formu‘’na kaydedilir.
  15. Hastanın diyeti düzenlenir.
  16. Hasta ve hasta yakınlarına bası yarasının önemi, korunma yöntemleri ve yapılan işlemler hakkında bilgilendirme yapılır.
  17. Hastaya ‘’Hasta Bakımında Temel Hijyen Talimatı’’ doğrultusunda temizlik uygulanır.

 

Basınç yaralarının gerek önlenmesinde gerekse tedavisinde temel ilke ağırlık taşıyan bölgelerin uğradığı basıncı en aza indirmek ve uzun süreli basınçtan kaçınmaktır. Bunun için ;

  1. Risk değerlendirilmesi
  2. Derinin değerlendirilmesi
  3. Beslenme / hidrasyon durumunun değerlendirilmesi
  4. Ağrının değerlendirilmesi
  5. Pozisyon değişimi
  6. Destek yüzey kullanımı
  7. Eğitim
  8. Kayıt tutma

 

Bu yazımda sizlere basınç yarasından ve biz hemşirelerin ne yapması gerektiğinden bahsetmeye çalıştım. Umarım başka konularda sizlerle tekrardan görüşme fırsatım olur. Bu ve benzeri konular hakkında daha detaylı bilgi edinmek için 23-24 Aralık’ta Etkin Kampüs tarafından düzenlenen ”Hemşirelik Zirvesi”ne buraya tıklayarak katılım sağlayabilir, bilgi alabilirsiniz. Tekrardan herhangi bir konuda yazı yazana dek görüşmek üzere… İyi okumalar dilerim, sevgiyle kalın.

Kaynakça 

  1. Ünver S, Yıldırım M, Akyolcu N, Kanan N. Concept analysis of pressure sores. Florance ightengale Hemşirelik Dergisi 2014;22(3):168-171.
  2. Karadağ A. Pressure ulcers: assessment, prevention, and treatment. Cu
    mhuriyet Üniversitesi Hemşirelik Yüksekokulu Dergisi 2003;(2):41-48
  3. Joanna Briggs Institute. Pressure ulsersprevention of pressure related damages. Hemşirelikte Eğitim ve Araştırma Dergisi 2008;5(2):17-21.


HANNE KILAVUZ
İzmir Katip Çelebi Üniversitesi Hemşirelik Bölümü 2. sınıf 

 

Bu Yazıyı Paylaş
1 Comments
  1. Zehra Toprak

    Eğitici bilgilerin için teşekkürler 💗

Yorum Yap