Boşanan ve Boşanma Aşamasındaki Kadınların Toplumdaki Statüsü
Biyolojik işlevi ile insan neslinin sürekliliğini devam ettiren, karşılıklı ilişkililerin kurulduğu, sosyalleşmenin başladığı yer olarak tanımlanan aile toplumun en temel yapı taşı olmakla beraber toplumsal olarak önem taşımaktadır. Geçmişten günümüze toplum değişmektedir ve bununla birlikte gelenekler de şekillenmektedir. Zamanla evlilik ve boşanma kavramları da toplum tarafından şekillenmiştir ve bireysel kavramdan çıkıp toplumsal kavram olmuştur. Boşanma, çiftlerin karşılıklı beklentilerini karşılayamaması sonucunda ortak karar alıp yasal yollara başvurması ile beraber birlikteliklerine son vermesidir. Boşanma sosyal ve toplumsal bir olgu olmakla beraber aile bireyleri üzerinde farklı etkilere sebep olmaktadır.
Bu yazıda özellikle kadınların boşanma aşamasında ve sonrasında toplumdaki statüsüne bakacağız.
Kadınların Boşanma Sürecinde Karşılaştığı Zorluklar
Bu süreçte iki taraf da çeşitli zorluklarla karşılaşmaktadır. Fakat kadınlar daha çok sıkıntı yaşamaktadır. Boşanmada kanunen kadın ve erkeğe eşit hak sunulmakta ama ataerkil toplum algısı yüzünden erkeklerin bu hakka daha çok sahip olabileceği görülmekle beraber kadına daha çok baskı yapılmaktadır. Bazı toplumlarda boşanmış kişilerin toplumsal olarak kabullenmesi normal karşılanmazken, bazı toplumlarda normal ve hoşgörü içinde karşılanmaktadır. Özellikle geleneksel yapıya sahip olan toplumlarda kadınlar erkeklere oranla daha olumsuz şartlara sahiptir. Kadının boşanmak istemesi dahi çevresi ve ailesi tarafından ilk olarak tekrar düşünmesi için kadın üzerinde baskı oluşturmaktadır. Özellikle çocuğu olan kadınlara çocuk üzerinden baskı kurularak ‘çocuğun babasız mı büyüsün’ söylemleri ile kadının evliliğine tekrar şans vermesi istenmektedir. Bu açıdan çoğu kadın boşanma kararı alırken birçok faktörü göz önünde bulundurur. Bu faktörler arasında çocuklarını babasız büyütme korkusu, kendisine ait geliri yoksa ekonomik olarak hiçbir şeyi yetiştirememe ve özellikle toplum baskısı ve toplum tarafından kabul görülmeme hissiyatı vardır.
Bu süreçte işi olan kadınlar çalışma hayatlarında hem karşı cinsten hem de hemcinslerinden olumsuz tavır ve söylemlerle karşılaşmaktadırlar. Boşanmanın hoş karşılanmadığı toplumlarda kadının üzerindeki baskı artar. Bu süreçte daha dikkatli yaşamaya çalışırlar ve toplum düşüncelerinden çekinerek sosyal yaşamlarını da kısıtlarlar. Boşanma sürecindeki kadınlar toplumsal algı yüzünden kendilerini sürekli erteleme süreci içerisinde geçiştirmektedir. Sosyal, kültürel ve ekonomik anlamda hayatlarını erteleme sürecine geçerler. Toplumun yarattığı algıda boşanma aşamasındaki kadınların sosyal çevresine, giyimine kuşamına, bulunduğu ortama ve davranışlarına dikkat etmesi hatta çocuklu kadınların daha da dikkat etmesi söylenmektedir. Bu da toplumsal cinsiyet kapsamında eşitsizliği getirmekle beraber toplum tarafından kadına yapılan psikolojik baskı ve şiddettir.
EtkinKampüs, üniversite öğrencilerine yönelik düzenlediği etkinliklerle sadece akademik değil, aynı zamanda mesleki ve kişisel gelişimlerine katkı sağlıyor. Etkin Kampüs’ün öğrencilere sunduğu fırsatlar, onların alanlarındaki potansiyelini en üst düzeye çıkarmalarına yardımcı oluyor.
Kampüs temsilciliği hakkında detaylı bilgiye erişmek için tıklayın.
Tüm etkinliklere ulaşmak için tıklayın.
YAZAR:
Habibe Sena Özer
Süleyman Demirel Üniversitesi Sosyoloji 3. Sınıf
