Çocuk Hastalarda Hemşirelik Yaklaşımı: Hassasiyetin Önemi
Pediatrik hasta popülasyonu prematüre yenidoğandan başlayarak ergen yaş grubuna kadar uzanan geniş bir kitleyi kapsar, tek bir yaklaşım metodu işe yaramaz. Pediatrik hastaların yetişkin hastalara göre gelişimsel ve davranışsal özellikleri farklıdır ve gün geçtikçe evrimleşmektedir, bu da pediatrik hasta grubunun sağlık ihtiyaçlarını etkiler. Küçük çocuklar sağlık durumlarını sınırlı bir şekilde ifade edebiliyorken, büyük çocuklar ve ergenler kendilerini daha iyi ifade edebilir ve bakımlarına katılabilirler.
Bir çocuğun duygusal ve sosyal gelişimi, ebeveynlere bağlanma, yabancılara tepki verme çocuğun tıbbi müdahaleye verdiği tepkiyi de etkileyebilir. Örneğin, yürümeye başlayan çocuklar ayrılık kaygısı yaşayabilirken, okul çağındaki çocuklar akranlarıyla oyun zamanını kaçırmaktan endişe duyabilir. Tıbbi prosedürler veya tedaviler hakkında korkuları olabilir ve yanlış anlamalarından etkilenebilir. Örneğin, bir okul öncesi çocuğu iğnenin bir ceza olduğuna inanabilir ve bu inanç çocuğun kaygısını artırabilir.
Bu benzersiz gelişimsel ve davranışsal yönleri anlamak, daha verimli ve daha az travmatik bakım sağlamaya yardımcı olabilir. Sağlık durumlarını çocuklara anlayabilecekleri bir şekilde basit ve yaşa uygun bir dil kullanarak açıklamaya, daha büyük çocuklarda ortak karar almayı kolaylaştırmaya ve çocukların ve ailenin kaygısını azaltmaya yardımcı olabilir. Örneğin, küçük bir çocuğa “alçı, kemiğinizin iyileşmesine yardımcı olan sert bir bandaj gibidir.” şeklinde açıklamada bulunurken daha büyük bir çocuğa kontrol duygusunu vererek kaygıyı azaltmak enjeksiyon için hangi kolu tercih edeceği gibi küçük kararlar almalarına izin verin.
Çocuklar konuşmanın dışında oyun, beden dili ve davranış gibi birçok yolla iletişim kurarlar. Bir çocuk konuştuğunda, dikkatle dinleyin ve duyulduğunu ve anlaşıldığını hissetmesi için yanıt verin. Ayrıca çocuğun yanı sıra aile ile de aktif olarak ilişki sürdürmek, bir hemşire olarak etkinliğinize büyük ölçüde katkıda bulunabilir çünkü ebeveynler, çocuklara en yakın bireyler olarak onların alışkanlıkları, tercihleri ve sağlık geçmişi hakkında önemli bilgiler aktarır. İletişim kurulan zaman boyunca empati yapmayı, kafa karıştırıcı ifade ve jargondan uzak yalın bir dil kullanmayı ve duruma bağlı olarak kaygılarını anlayarak saygıyı aksatmadan bir iletişim kurulmalıdır.
Toksik yan etkilere yol açmaması için kilogram başına miligram (mg/kg) kuralı dikkate alınarak ilaçlar hesaplanır. Özellikle daha küçük çocuklar hastane ve ilaç korkusu nedeniyle ilaç almayı reddedebilir. Bu gibi anlarda güven ermek adına eğer iletişim kurabilecek yaştaysa prosedüre başlamadan öncesinde onun yaşına uygun bir dilde girişimlerinizi açıklığa kavuşturun. Buna ek olarak çocuğun ebeveyninin veya yakının da size eşlik etmesi de azımsanmayacak derecede önemlidir.
Pediatrik hastaların yaklaşımında aile merkezli bakımın rolü büyük önem taşır. Bu şekilde çocuğun bakımına aileyi de dahil ederek hem çocuk ile aile arasındaki bağ korunurken hem de çocuğun hastane ortamında kendini güvende hissederek hastaneye yatmanın çocuk ve aile üzerindeki etkiyi önler. Ebeveynlerin çocuğun iyileşmesine bağlı endişeleri, hastane ortamına alışılmamış olması, çocuğun hastalığından dolayı suçluluk duyulması, tanımadıkları korkutucu araçlarla karşılaşılması ve çocuğun hastanede olmasına bağlı olarak çocuğun hastalanması aile sürecini bozabilecek bir durumdur ve aile üyeleri stres, anksiyete ve depresyon gibi durumlarla baş edebilmektedir.
Hemşire, aile ile sabırla ve dikkatle etkili bir iletişim kurarak çocuğun durumunu etkin bir şekilde takip etmeli ve aileye tutarlı güncellemelerde bulunmalıdır. Aile ve hemşire arasındaki iletişim gün geçtikçe artarken bununla birlikte hemşireye duyulan güven de artarak endişeleri zamanla azaltacaktır. Aileyi de bakıma katarak kaybedildiği düşünülen kontrol duygusunu tekrar kazandırılır ve karar alma sürecinin bir parçası olduklarını hatırlarlar.
Hemşirenin sorumluluklarından ayrılmaz parçalarından biri pediatrik hasta için güvenli ortam sağlamaktır. Bu hasta grubu kliniğe aşinalığının bulunmaması ve enerjik oluşlarına bağlı olarak düşme riski yüksektir. Bunu önlemek için yatak yüksekliği çocuğun boyu göz önüne alınarak ayarlanmalı ve yatak frenleri kilitlenerek kenar korkuluklar kaldırılmalıdır. Hemşirenin bir diğer önemli sorumluluklarından biri ise çocuğun ihtiyaçları için savunuculuk yapmaktır. Çocuğun haklarına saygı gösterildiğinden ve ihtiyaçlarının karşılandığından emin olmak için çocuğun tedavisinde ve bakımında rolleri olan tıbbi ekiple sık sık iletişim kurulmalı, bakım planı ile ilgili tartışmalara aktif olarak katılınmalıdır. Eğer çocuğun haklarından mahrum kaldığını ve ihtiyaçlarının karşılanmadığını fark ederseniz sesinizi çıkarın.
Pediatrik hemşirelik bakımı prematüre yenidoğanlardan ergenlere kadar uzanan geniş bir yelpazeyi kapsadığından karmaşıktır ve çocukların gelişimsel ve davranışsal yönlerine derinlemesine hâkim olunmalıdır. Ancak, pediatrik hastaların güvenliğini ve refahını sağlamanın tüm sağlık hizmeti sağlayıcılarının tüm dikkatini ve titizliğini gerektiren bütünsel bir çaba olduğu unutulmamalıdır.
- KAYNAKÇA
- https://hemsirelik.ege.edu.tr/files/hemsirelik/icerik/cocuk21_09_2022_compressed.pdf
- https://nursingeducation.org/insights/navigate-challenges-of-pediatric-nursing/?utm_source=chatgpt.com
Beyza Aktepe
Biruni Üniversitesi Hemşirelik Bölümü
2. Sınıf Temsilcisi