fbpx

Deliryum Yöntemi: Tanı Süreci ve Hemşirenin Rolü

Bir adam bağırmakta sağında ve solunda yansıması gözükmekte. Fotoğraf karanlık ve bilinçdışı bir görünüm var.

Deliryum Yöntemi: Tanı Süreci ve Hemşirenin Rolü

 

Selamlar! Nasılsınız? Umarım keyfiniz sağlığınız sıhhatiniz yerindedir. Bu yazımda inceleyeceğimiz konu ‘Deliryum Yönetimi’. Umarım severek okursunuz, keyifli okumalar. 

Deliryum yönetimi nasıl oluyor? Sorusuna cevap aramadan önce bilmemiz gereken şey deliryumun ne olduğu.

Deliryumun kelime anlamına baktığımız zaman; Deliryum sözcüğü Yunancada ‘saçma konuşmak’ anlamına gelen ‘leros’ kelimesinden ve Latince ‘izin dışına çıkmak’ anlamındaki ‘deliare’ veya ‘deliare decedere’ kelimelerinden köken almakta.

Deliryum; akut başlangıçlı, gün içinde dalgalanmalar gösteren, genel olarak bilişsel işlevlerin bozulması, bilinç durumunda değişiklik, beyin işlevlerinde akut bozulmalara yol açan, dikkat bozuklukları, artmış ya da azalmış psikomotor aktivite, uyku-uyanıklık döngüsünün düzensizliği ile karakterize, geçici ve genellikle geri dönüşlü organik bir ruhsal/nöropsikiyatrik bozukluk olarak tanımlanmaktadır.

Dikkat eksikliği, deliryumu ajitasyon, agresyon ve psikozdan ayıran temel özelliktir.

Deliryum klinik olarak; Önceden var olan, yerleşik veya gelişmekte olan diğer bir nörobilişsel bozuklukla daha iyi açıklanamayan bir tablodur.

DSM-IV (American Psychiatric Association’s Diagnostic)’ e göre bir hastaya deliryum tanısı konması için dikkat eksikliği bozukluğuna bilişsel fonksiyonda akut değişikliğin (hafıza kaybı, disoryantasyon, konuşma ve algılama bozuklukları) eşlik etmesi, tablonun kısa sürede gelişip zaman içerisinde dalgalanma göstermesi ve tıbbi bir sorunun fizyolojik etkisi sonucu ortaya çıkması gerekmektedir.

Deliryum tablosu, genellikle bir-iki gün içinde gelişen, hastanın durumunun kötüleşmesine yol açan ve kısa ve uzun dönemli olumsuz sonuçlara neden olan bir sendromdur.

Peki Deliryum tablosunun oluşmasındaki en yaygın nedenler nelerdir? 

Gelin bir de Deliryum’un etiyolojisini inceleyelim.

Aslında Deliryum etiyolojisini çok iyi açıklayan bir kısaltma var: ‘I WATCH DEATH’ 

I (Infections): Enfeksiyonlar

W (Withdrawal): Yoksunluk

A (Acute Metabolic Conditions): Akut metabolik durumlar

T (Trauma): Travma

C (Central Nervous System’s Pathologies): Santral sinir sistemi patolojileri

H (Hypoxia): Hipoksi

 

D (Deficiencies): Eksiklikler

E (Endocrinopathies): Endokrinopatiler

A (Acute Vascular Problems): Akut vasküler olaylar

T (Toxins): Toksinler

H (Heavy Metals): Ağır metaller

Deliryum’un Klinik Görünümü

Deliryum klinikte çeşitli şekillerde kendini gösterebilir. Bunlar;

Enfeksiyonlar: Pnömoni, üriner sistem enfeksiyonu, menenjit, ensefalit, sifiliz

Yoksunluk: Alkol, sedatif-hipnotikler

Akut metabolik durumlar: Asidoz, alkaloz, elektrolit bozuklukları, karaciğer ya da böbrek yetmezlikleri

Travma: Yanıklar, cerrahi girişimler, sıcak çarpması

Santral sinir sistemi patolojileri: Abse, tümör, kanama, nöbet, inme, vaskülit, normal basınçlı hidrosefali 

Hipoksi: Hipotansiyon, pulmoner emboli, pulmoner ya da kardiak yetmezlikler, anemi, karbonmonoksit zehirlenmesi

Eksiklikler: B12 vitamini, niasin, tiamin

Endokrinopatiler: Hiper/hipoglisemi, hiper/hipoadrenalizm, hiper/hipotiroidizm, hiper/hipoparatiroidizm

Akut vasküler olaylar: Şok, hipertansif ensefalopati

Toksinler veya ilaçlar: İlaçlar ve ilaçların kötüye kullanımı, kimyasal çözücüler, pestisitler

Ağır metaller: Kurşun, cıva, manganez

 

Deliryum gelişen hastaların yoğun bakımda kalma süresinin arttığı, daha fazla demans, nozokomiyal enfeksiyon geliştiği ve uzun süreli bakıma ihtiyaçlarının arttığı görülmektedir.

Yani buradan da anlaşıldığı üzere deliryum birçok hastalığın etkisi ile gerçekleşebilen bir tablo olup bakım gerektiren bir ruhsal bozukluktur.

Deliryum bu denli bakım gerektiren bir tablo olduğundan yönetiminin iyi şekilde planlanıp uygulanması da kaçınılmaz olacaktır.

 

Deliryum yönetimi nasıldır ve hemşirenin sorumlulukları nelerdir?

Öncelikle deliryumun hemşireler tarafından erken fark edilmesi, sağlık ekibi tarafından erken tanılanması ve doğru şekilde müdahale edilmesi gerekir.

Bergmann et al (2005)’un deliryum hastaları için geliştirdiği bakım modelinde; sağlık çalışanları eğitilerek deliryumun ölçek izlemi, deliryum nedenlerinin değerlendirilmesi ve tedavisi, komplikasyonların önlenmesi ve yönetimi, özbakım ve bilişsel fonksiyonların düzeltilmesi basamakları doğrultusunda yaklaşımlar belirlenmiştir.

Hemşirelerin sıklıkla kullandığı Deliryum Kontrol Ölçeği ve Konfüzyon Değerlendirme Ölçeği bulunmaktadır. Böylece deliryum hastası daha iyi izlenebilir ve hemşireler tarafından buna yönelik önlemler erken alınabilir. Özellikle yoğun bakımda olan hastalar 8-12 saatte bir deliryum açısından geçerli ve güvenilir bir ölçekle izlenmelidir.

Deliryumu ele alırken bazı şeyler göz önünde bulundurulmalı;

Hastanın alkol, opioid, benzodiazepinler, kokain ve diğer madde kullanımına ilişkin öyküsü alınmalıdır. Eğer madde bağımlılığı tespit edilmişse hastaya gerekli psikolojik destek sağlanmalı.

Eğer madde yoksunluğundan kaynaklanmayan bir tablo varsa, hastanın kişi, yer, zamana oryantasyonu yeniden sağlanmalı.

Eğer ajitasyona yol açacak belirli düşüncenin tekrarlanması belirmişse, dikkatin başka bir yöne çevrilmesi yöntemi uygulanabilir. Bu yöntemler görsel veyahut işitsel (müzik) gibi olabilir. Bu yöntemin kullanılmasının nedeni deliryum hastasının dikkat süresinin kısa olmasıdır.

Bu yöntem sayesinde hastanın ajite davranışları azaltılabilir. Bu anlamda çok kıymetli bir yöntemdir.

Başka bir strateji ise, hastayı gerçekle tekrar bağlayacak olan terapötik bir uyaran verilmesi: Saat, kişisel eşyalar, takvim, dışarıyı net görebileceği bir pencereden gündüz gece hakkında hastaya bilgi vermek olabilir.

Deliryumlu iki hastanın aynı odayı paylaşması her iki hasta için olumsuz sonuçlar doğurabileceğinden aynı odayı paylaşmamaları gerekmektedir.

Sevdiklerinin yanında bulunması hastayı olumlu etkileyebilir.

Yoğun bakımdaki hasta için hemşire hastanın güvenliğini sağlamalı; Yatak kenarları yükseltilerek yapılabilir.

Hastanın tespit edilmesi ajitasyonu arttıracağı unutulmamalıdır.

Çevrede düzenleme yapılmalı; Servis ortamında gürültü düzeyinin minimum seviyeye indirilmesi, uyku düzenin ve gece-gündüz döngülerinin sağlanması, gece lambası kullanımı sağlanmalı.

Hemşire hastaya bakım verirken deliryumun çeşidine yönelik uygulamalarını şekillendirmelidir.

Deliryum Çeşitleri Nelerdir?

Hiperaktif: Davranışsal ve duygusal bozukluklar nedeni ile daha sık fark edilip ele alınır.

Hipoaktif: Tanılanması üst düzeyde klinik bilgi ve beceri gerektirdiği için hipoaktif deliryum genelde uygun şekilde yönetilmemektedir.

Hipoaktif Deliryum’da Erken Tanının Önemi

Hipoaktif deliryumun prognozu daha kötü düzeyde olduğu için erken tanılanması büyük önem arz etmektedir.

Fiziksel destek sağlanmalı; Fizik muayene yapılmalı, laboratuvar sonuçları dikkatle izlenmelidir. Ağrının giderilmesi, dengeli beslenmenin sağlanması, yeterli hidrasyon sağlanması, sıvı elektrolit dengesinin sürdürülmesi çok önemlidir.

Erken mobilizasyon sağlanmalı; erken ve sık mobilizasyonun uygulanması deliryumu önleyebilir olduğunu gösteren araştırmalar mevcut. Hemşire mobilizasyon sırasında hastanın egzersiz tolerasyonunu takip etmelidir. Mobilizasyon sırasında solunum örüntüsünde bozulma gibi tablolar ile karşılaşıldığında mobilizasyon derhal sonlandırılmalı. 

Deliryum yönetiminde girişimler yapıldıktan sonra beklenen sonuçlar şöyle;

  • Hastanın ajite duygu ve davranışları azalması beklenir.
  • Hastanın; kişi, yer, zaman bilincinde düzelme göstermesi beklenir.
  • Hastanın düşünce ve gereksinimlerini uygun bir biçimde ifade edebilir halde olması beklenir.
  • Hastada yeterli hidrasyon, mobilizasyon ve beslenme sağlanması beklenir.
  • Hastanın normal uyku döngüsünü tamamlar hale gelmesi beklenir.
  • Hastanın günlük yaşam aktivitelerini bağımsız şekilde sürdürebilir halde gelmesi beklenir.

 

Sonuç olarak, Deliryum taburculuk sonrasında da devam eden, yaşlılıkta ve yoğun bakımda sık görülen, morbitide ve mortaliteyi arttıran önemli bir sendromdur.

Hemşireler 24 saat bakım verdikleri için deliryumun erken tanılanması konusunda hemşirenin rolü çok önemlidir.


EtkinKampüs, üniversite öğrencilerine yönelik düzenlediği etkinliklerle sadece akademik değil, aynı zamanda mesleki ve kişisel gelişimlerine katkı sağlıyor. Etkin Kampüs’ün öğrencilere sunduğu  fırsatlar, onların alanlarındaki potansiyelini en üst düzeye çıkarmalarına yardımcı oluyor.
Kampüs temsilciliği hakkında detaylı bilgiye erişmek için tıklayın.

Tüm etkinliklere ulaşmak için tıklayın.
Yazı konumuzun da içerisinde yer aldığı Kongre Tadında Yoğun Bakım Hemşireliği Akademisi için tıklayın.


 YAZAR:
Tuana Sezgin
İzmir Tınaztepe Üniversitesi – Hemşirelik – 3. sınıf
Linkedln

 

KAYNAKÇA:

Özdemir L. Yoğun Bakım Hastasında Deliryumun Yönetimi ve Hemşirenin Sorumlulukları. Hacettepe Üniversitesi Hemşirelik Fakültesi Dergisi. 2014; 1(1): 90-98.

https://dergipark.org.tr/en/pub/hunhemsire/issue/7856/103378

 

Bölüktaş P. R., Yoğun Bakım Ünitelerindeki Yaşlı Hastalarda Deliryumun Değerlendirilmesi, Önlenmesi ve Yönetimine İlişkin Stratejiler. Yoğun Bakım Hemşireliği Dergisi. 2015;19(2):68-79

https://dergipark.org.tr/en/pub/ybhd/issue/26493/278800

 

Kırkpınar İ., Dahili ve Cerrahi Tıpta Deliryumun Değerlendirilmesi ve Yönetimi: Bir Gözden Geçirme. Bezmialem Science 2016;3: 113-22

https://www.acarindex.com/pdfler/acarindex-56747aef-f906.pdf

 

Özdemir L., Karadaş C. Deliryumun Yönetiminde Farmakolojik Olmayan Yaklaşımlar ve Hemşirenin Sorumlulukları. Hacettepe Üniversitesi Psikiyatri Hemşireliği Dergisi. 2019;10(2):137-142

https://jag.journalagent.com/phd/pdfs/PHD-81994-REVIEW-KARADAS.pdf

 

Bu Yazıyı Paylaş
Yorum Yap