Çok zor bir sürecin içerisindeyiz. Yaşadıklarımızı konuştuğumuzda ayrı sustuğumuzda apayrı canımızı yakıyor, üzülüyoruz. Asrın felaketi olarak tanımlanan deprem her birimizin farklı duygular yaşamasına sebep oldu. Yattığımız yataktan ya da yediğimiz yemekten suçluluk duymamıza sebep oldu. Depremin gece herkesin evde olduğu bir saatte olmasıyla güvenlik şemasına zarar verdi. Her birimiz oturduğu binadan korkar hale geldik. Aklımıza pek çok soru işaretleri oluştu. Acaba deprem olsa nereye saklanmam gerekir? Binam güvenli mi? Evimin çevresinden fay hattı geçiyor mu?
Öncelikle duygularımızı konuşmamızda fayda olacağını düşünüyorum. Deprem sonrasında yaşadığımız tüm duygular normaldir. Olağanüstü bir durum karşısında verdiğimiz olağanüstü tepkilerin normal olduğu gibi. Yaşadığımız korku, kaygı, endişe, öfke vb. duyguların yaşanması son derece normal. Güvenlik duygumuzun zedelenmesinden dolayı uykularımızın bölünmesi de normal ya da deprem yokken deprem oluyor gibi hissetmemizde yaşadığımız duyguların olağan bir sonucu.
Peki, normale dönebilecek miyiz? Ya da nasıl dönebiliriz? Bunları ele alalım.
- Burada en önemli şey kendimizi güvende hissettirecek somut nesnelere ihtiyacımızın olduğunu fark etmek. Evet, binam güvenli olmayabilir ama ben yatağımın başına düdük, su ve bisküvi koydum diyebilmek üstümüze düşeni yerine getirdiğimizi ve yaptığımızı düşünmemizi sağlayarak daha güvende hissettirecektir.
- Her ne kadar normale dönmek zor olsa da normalizasyon bizi daha iyi hissettirecektir. Günlük hayatımızdaki rutinlerimize dönmek bizi olumlu yönde etkileyebilir.
- Sosyal yardım en önemli iyileştiriciler arasındadır. Depremden etkilenen kişilere yönelik yapacağınız yardımlar sizi de depremzedeleri de daha iyi hissetmesini sağlayacaktır. Bu yardımlar depremden etkilenen ve yaşadığınız şehre gelen depremzedelere ya da çocuklarına kitap, sıcak yemek veya güler yüz olabilir.
Ya çocuklar?
Siz çocukların yanında televizyon açmamaya dikkat bile etmiş olsanız çocuklar sizlerin yüz ifadesinden dahi kötü bir şeylerin olduğunu hissedebilirler. Bundan dolayı da çocuklarınızda da korku, kaygı duygularının sonuçları olarak yalnız uyuyamama, odada yalnız kalmama, ağlayarak uyanma, kesikli uykular gibi davranışlar gözlemliyor olabilirsiniz. Çocuğunuzun yaşına uygun olacak düzeyde depremi çocuklara somutlaştırarak anlatabilirsiniz. Burada depremi anlatırken dikkat etmeniz gereken noktalar olacaktır. Her binanın yıkılmayacağı, göç, enkaz, ölüm gibi kavramları çocuğa anlatmak ebeveynler tarafından güç olabiliyor. Anlatmakta güçlük çekeceğinizi düşünüyorsanız bu konuyu anlatabilmek için hazırlanmış hikayelerden faydalanabilirsiniz ya da çocuklarla çalışan bir uzmandan destek alarak çocuğunuzun depreme karşı geliştirmiş olduğu korku ve kaygılar üzerine çalışmasını talep edebilirsiniz.
Psikolojik Danışman
Sude Kaplan