fbpx

Disleksiye Giriş

Disleksiye Giriş

Disleksi; bireylerin özellikle okuma, yazma ve dil işleme becerilerinde yaşadığı güçlüklerle karakterize edilen nörolojik bir öğrenme bozukluğudur. Bu bozukluk, bireyin genel zeka seviyesinden bağımsız olarak özellikle dilin doğru algılanması, harf ve seslerin ilişkilendirilmesi ve yazılı materyalin doğru okunması konusunda güçlükler yaşamasına neden olur. Disleksi, bireyin zeka yönünden bir sorun yaşadığını göstermez. Pek çok toplumca tanınan bilim insanı, ressam, müzisyen ve siyasetçi bu sorunu yaşamıştır. Bu kişilere örnek olarak Albert Einstein, Bill Gates, Leonardo Da Vinci, Winston Churchill, Wolfgang Amadeus Mozart verilebilir.

  • Disleksi Belirtileri
  1. Kelime tanıma sorunları 
  2. Kelime karıştırma
  3. Yavaş okuma ve yazma
  4. Kelime atlama veya kelimeleri ve harfleri karıştırma
  5. Zayıf el yazısı 
  6. Konuşma gecikmesi 
  7. Zaman kavramında zorluk
  8. Yön belirleme sorunları
  9. Dikkat dağınıklığı
  10. Yeni bilgileri öğrenmede güçlük
  11. Aritmetik zorluklar 
  12. Okuma ve yazma konusunda huzursuzluktur

Disleksinin pek çok farklı sebebi bulunur. Bir ailede disleksiye sahip bireyler varsa bu bozukluk başka bireylerde görülme ihtimali artar. Disleksiye sahip bireylerin beyinlerinin sol tempolar lob ve parietal lob gibi okuma ve dil ile ilgili bölgelerinde farklılıklar tespit edilmiştir. Beyindeki bazı nörotransmiter maddeler okuma ve dil becerilerini etkileyebilir. Disleksiye sahip bireylerde bu nörotransmiterlerde dengesizlik olabilmektedir. Hamilelik sırasında alkol/sigara alımı, enfeksiyonlar, düşük doğum ağırlığı gibi sebepler beyin gelişimini olumsuz etkiler ve bu durum disleksi riskini arttırabilir. Disleksi biyolojik nedenler dışında sosyal ve psikolojik nedenlerle de ortaya çıkmaktadır. Sosyal yaşamda meydana gelen stres, bireyin kendine güvenmemesi, ailevi problemler disleksiye sahip bireylerin belirtilerini daha çok öne çıkartmaktadır. Psikoduygusal zorluklar, öğrenme sürecinde disleksiye sahip bireyin daha da zorlanmasına sebep olabilmektedir.

Disleksi teşhisi, bireyin dil ve okuma becerilerinin kapsamlı bir şekilde değerlendirildiği bir süreçtir. Bu süreç, özel olarak tasarlanmış testler kullanılarak yapılır. Disleksi testleri; kişinin okuma, yazma ve dil becerilerini belirlemek için kullanılan standart testlerin yanı sıra dil işleme, hafıza işlevleri, dikkat becerileri ve bilişsel süreçlerin analizini de içerir. Bu testler, bireyin öğrenme sürecinde karşılaştığı zorlukları daha iyi anlamaya yönelik olarak tasarlanır. Teşhis süreci genellikle birkaç aşamadan oluşur ve bu aşamalar dil ve konuşma terapistleri tarafından yönetilir. Dil ve konuşma terapistleri bireyin performansını detaylı bir şekilde analiz ederek okuma güçlüklerinin nedenlerini belirler ve disleksi tanısını koyarlar. Erken tanı, doğru müdahalelerin ve uygun eğitim stratejilerinin belirlenmesi açısından büyük önem taşır. 

Disleksiye sahip bireylere destek olmak için fonik okuma teknikleri, sesli kitaplar ve yazım yardımcıları gibi teknolojik araçlar okuma ve yazma becerilerini geliştirmelerine yardımcı olabilir. Öğretmenler, öğrencinin ihtiyaçlarına yönelik uygun ders planları yaparak ve esnek değerlendirme yöntemleri kullanarak destek sağlanabilir. Ailesinde disleksiye sahip birey bulunan kişiler, ilk başta disleksi hakkında doğru bilgilere ulaşmalı ve kişinin yaşadığı zorluklara karşı empati kurmalıdır. Sabırlı ve cesaretlendirici bir tutum sergileyerek kişiye özgüven kazandırabilirler. Evde düzenli bir çalışma alanı oluşturarak okuma alıştırmaları yapabilir ve teknolojik araçlardan faydalanarak öğrenmeyi destekleyebilirler. Zaman yönetimi konusunda yardımcı olmak, büyük görevleri daha küçük parçalara ayırmak ve hatırlatıcılar kullanmak da önemlidir. Bunun yanı sıra okulda öğretmenlerle iş birliği yaparak bireyselleştirilmiş eğitim planları oluşturulmasında rol oynayabilirler. Duygusal olarak da ailedeki disleksiye sahip bireye destek olmak onların gelişiminde faydalı olur.

İş hayatında disleksiye sahip bireyler, güçlü yönlerini kullanarak başarılı olurlar. Yaratıcı düşünme, problem çözme gibi becerilerini ön plana çıkarabilirler. Teknolojik araçlar, yazım denetleyicileri ve sesli kitaplar gibi dijital çözümler işlerini kolaylaştırmalarına neden olur. Yazılı iletişim yerine sözlü iletişimi tercih edebilirler. Bunların dışında açık iletişim kurarak destek alabilir ve ekip çalışmalarında etkili olabilirler. Okul hayatındaki disleksili birey ise iş hayatındaki bireyde olduğu gibi sesli kitaplar ve yazım denetleyicilerle başarı sağlayabilirler. Verilen ödevleri küçük parçalara ayırarak ve öğretmenlerinden destek alarak daha verimli çalışabilirler. Sözlü sınavlar gibi alternatif değerlendirme yöntemleri ve çok duyusal öğrenme yöntemlerine başvururlar. Her konuda olduğu gibi sabır, motivasyon ve duygusal dayanıklılık iş yaşamında başarılı olmalarına yardımcı olur.

Disleksi tedavisinde dil ve konuşma terapistlerinin rolü büyüktür. Terapistler; bireylerin okuma, yazma ve dil becerilerini geliştirir fonoljik farkındalık ve kelime dağarcığını arttıran özel teknikler uygularlar. Ayrıca konuşma hızını ve doğru dil kullanımını iyileştirerek etkili iletişim kurmalarını sağlarlar. Terapistler, disleksili bireylerin bilişsel becerilerini güçlendirerek onların akademik başarılarını ve özgüvenlerini arttırırlar.

Disleksiye karşı toplumsal farkındalık, bu öğrenme bozukluğunun ne olduğunu anlamayı ve disleksiye sahip bireylere daha iyi destek olmayı amaçlar. Toplumda doğru bilgi yayılması, bu bireylerin yaşadığı zorluklara karşı empatiyi artırır ve damgalanmayı engeller. Eğitimde, işyerlerinde ve günlük yaşamda, disleksiye uygun stratejiler geliştirilmesi önemlidir. Medya ve eğitim kampanyaları, farkındalığı artırarak daha kapsayıcı ve anlayışlı bir toplum oluşturulmasına yardımcı olabilir. Bu farkındalık, disleksiye sahip bireylerin daha iyi bir yaşam kalitesine ulaşmalarını sağlar.

 

Sevgi Akardeniz

Hacettepe Üniversitesi Dil ve Konuşma Terapisi Bölümü

2. Sınıf Temsilcisi

Bu Yazıyı Paylaş
Yorum Yap