Giriş
Kadın sağlığını olumsuz yönde etkileyen en önemli sağlık sorunları gebelik, doğum ve doğum sonrası dönemlerde meydana gelmektedir. Bu dönemlerin sağlıklı geçirilmesi, sonraki dönemlerin de sağlıklı devam etmesine olanak sağlamaktadır. Bu yazımda sizlere doğumdan sonra yapılan geleneksel uygulamalar ve modern tıpta karşılığını arayacağız. Bunun için ilk başta neden geleneklere ihtiyaç duyarız birkaç cümleyle anlatmak isterim.
Gelenek , bir toplumda nesilden nesile aktarılan kültürel değerleri, alışkanlıkları ve davranışları içine alan bir kavramdır. Gelenekler, bireylerin yaşam stillerini etkilemektedir. Buna bağlı olarak kişilerin sağlık durumları da geleneklerden etkilenebilmektedir. Bazen yararlı olan bu davranışlar bazense oldukça zararlı olabiliyor. Birkaçına değinmem gerekirse:
“Bebek doğduktan sonra ilk besin olarak şekerli su verilmesi”
İlk besin olarak şekerli su verilmesi yanlış bir uygulamadır. Ailelerin bu şekilde vermesinin nedeni sütün sarı renkte olması ve bunu kirli şeklinde tanımlamaları ancak ilk süt yani kolostrum verilmesi oldukça önemlidir. Bileşiminde yüksek oranda protein ve bağışıklık kazandıran immünoglobulin içerir. Yani bebeğin ilk savunmasını oluşturur. Hiçbir aile bebeğini savunmasız bırakmak istemez değil mi ?
“Bebeği beslemek için 3 ezan beklemek”
Bebeğini beslemek için 3 ezan beklemek isteyen aileler bebeklerin gelecekte aç gözlü olmayacakları, sabırlı bireyler olarak yetişeceklerine inanır. Üç ezan beklendiğinde bebek yaklaşık 9-12 saat aç kalacaktır. Halbuki anne sütünün erken ve yeterli gelmesi için ilk 30-60 dakikada bebeğin anne memesine tutulması gerekir. Doğumdan sonraki ilk bir saatte bebek uyanıktır ve aktif olarak anne memesini emebilir. Düşük doğum kilolu bebekler gibi bazı riskli durumlarda emzirme gecikirse kan şekerinin düşmesiyle bebek havale geçirebilir.
“Bebeğin göbek bağı düşsün diye yapılan uygulamalar (zeytin yağı sürme ,kül basma …)”
Normalde bizim önerimiz göbek bağına herhangi bir şey sürülmeden kendiliğinden düşmesi ve düştükten sonra banyo yaptırılmamasından yana. Çünkü bebeğe banyo yaptırıldıktan sonra nemli kalan göbek bağında bakteriler üreyebiliyor ve kolaylıkla enfeksiyon kapabiliyorlar (omfalit)
“Bebekte pişik oluşmasın diye höllüğe yatırma”
Toprakla kundaklanan bebeklerin daha sağlıklı olduğu , kış aylarında bu yöntem sayesinde çocukların soğuklardan etkilenmediği düşünülüyor. Toprak belli özel bölgelerden alınıyor. Buradan alınan toprak elendikten sonra soba üzerinde yüksek ateşte -Mikroplardan arınması için- kavruluyor. Sonra belli ısıya kadar soğutulan toprak bebeğin altına uygulanıyor. Bezle kundaklanan bebeğin daha rahat uyuduğu söyleniyor. Siz yinede bir kez daha düşünün derim çünkü toprakta çok fazla hastalık yapıcı organizmalar bulunmakta. Uzman görüşler de bu yöntemin mikropları öldürmek için yeterli olmadığını savunuyor.
“Nazar değmesin diye bebeğe nazar boncuğu, ayet, cevşen, Kur’an takmak ”
Bebeğe nazar boncuğu veya ayet takılmasında bir sorun yok ancak takılan bölge bizim için çok önemli çünkü 0-1.5 yaş arasındaki bebekler oral dönemdedir. Bu dönemde çevresindeki her cismi bebek ağız yoluyla tanır ve tanımlar her nesneyi ağzına götürebilir bu yüzden nesneler bebeğin ulaşamayacağı yerlerde konulmalı mesela sırt tarafı gibi.
“Doğumdan sonra bebeği tuzlama”
Özellikle bebek kokmasın diye yapılan bir uygulama. Bebeğin cildinin oldukça hassas olduğu düşünüldüğünde, bu zararlı uygulama deri bütünlüğünde bozulma, ciltte kızarıklık ve ağrıya neden olabileceğinden önerilmemektedir.
“Sarılığı olan bebeğin üstüne sarı yağlık serilmesi”
Yapılan araştırmalarda sarı yağlık sermenin bir yararı ve zararı olmadığı ancak yağlığı bebeğin nefes alamayacak şekilde yakın konmaması gerektiğinden yana.
“Bebeğin kundaklanması”
Kundaklama, Türk toplumunda yaygın olarak uygulanan ancak yanlış yapıldığında bebeklerin sağlığı için uygun olmayan ve gelişimsel kalça displazisine neden olan bir yöntemdir. Bebekte olası bir doğuştan kalça çıkığı durumunda çocuğun bir ömür engelli kalmasına ve diğer ortopedik sorunlara neden olabilir. Ayrıca, sıkı kundaklanan bebeklerde akciğer kapasitesinin gelişmesi engellenebilir ve doğal pozisyonda durmadığı için huzursuzluk yaşayabilirler. Yapılan kundağın sıklığına dikkat edilmeli.
ÖZETLE: Evet gelenek bizim için çok önemli onlar bizi biz yapan etmenler. Ancak ortada insan sağlığı olduğundan yapacağımız her işlem bizim veya sevdiklerimizi geri dönülemez bir yola sokabilir. Bazen her şeyi bilemeyiz veya ne yapacağımız bilemeyip internetten araştırma yoluna girebiliriz. Yapacağımız bu araştırmalar akademik makaleler ve danışacağınız kişiler de biz sağlık çalışanları olmalı. Çünkü bizler sizin sağlığınızı sürdürmek için varız .
Kaynakça:
Doğum Sonu Dönemde Yapılan Geleneksel Uygulamalar yıl 2020 Volume 10, Issue 1, 14 – 22, 31.01.2020 Ayseren çevik, Sultan Alan
Halil İbrahim Gücenmez
Aksaray Üniversitesi – Hemşirelik – 3.sınıf
Linkedln: https://www.linkedin.com/in/ibrahim-gucenmez-37009318b?trk=contact-info