Öncelikle herkese merhaba, bu yazımda günümüz hukuk problemlerinden birini ele alacağım.
Kabul edilmelidir ki bir toplum hukuk sistemine sahip olmalıdır ve hukuk sistemi mutlaka kaçınılmaz bir şekilde meselelere karar vermelidir.
Hukuk zamanın şartlarına göre değişebilir ama bu değişim yine genel hukuk çerçevesinde olmalıdır. Aykırı ya da çelişkili olmaması gerekir. Kanun koyucu günün şartlarına göre kuralları koyar ve ilerleyen zamanda bu kanunlar şartlar aynı o zamanki olmadığından yürürlükten kalkabilir ya da kaldırılmadığı müddetçe eğer günümüz şartlarında uygulanması mümkün değilse uygulanmaz. Biz bunlar harici günümüzde uygulanması gerekirken uygulanmayan hukukun ruhuna aykırı olanlardan bahsetmekteyiz.
Bu kurallar gerekli görülmüştür ki kanunda yer bulmuştur ve zaten zamana göre oluşturulmuştur ve bunların da kullanılması gerekir. Günümüz de kanunda öngörüldüğü halde uygulanmayan ve uygulanmadığı için de birtakım problemler yaratan etkisiz hukuk diyebileceğimiz bir olgu mevcut.
Halbuki bu kurallar zaten hukukta hem güvenliği hem de toplumsal huzuru muhafaza etmek amacıyla koyulmuştur. Amacından saparak ya yanlış yorum itibariyle ya da somut olay itibariyle bugün uygulanmadığı için kamuoyunda hukuka güvenilirliği ve hukukun gereği gibi devamı açısından sıkıntılar yaratmaktadır. Halbuki Medeni Kanun madde 1’ de: ‘Kanun, sözüyle ve özüyle değindiği bütün konularda uygulanır.’ denmiştir. Yine anayasamızın 138.maddesinde anayasaya, kanuna ve hukuka uygun olarak hüküm verilmesi gerektiği belirtilmiştir.
Önümüzde halihazırda bu kadar hüküm varken hala somut olayda uygulanmayan hükümlerin olması üzücüdür. Elbette hukuk çok geniştir ve bazen kanunda boşluklar bulunabilir ama bunu da hakimin yine anayasamıza göre takdir yetkisini kullanmasını ya da olaya göre hukuk yaratmasını bekleriz. Bazen de somut olaya uygun gözükmeyen bir hükmü yorumlamamız gerekebilir. Ama kanunda açıkça hüküm varken uygulamamak hukuka tamamen ters düşmektedir. Örneğin bir somut olayda suçlu tarafından bakarsak kanunda olan ama uygulanmayan hüküm tarafından mahkum edilemeyeceğini veya olaya göre muamele göremeyeceğini bilirse nasıl olsa etkisiz diyerek istediği hareketler de bulunabilir. Daha sonra bunun domino taşı gibi etki yarattığını düşünürsek herkes böyle düşünmeye başlarsa ortada güven de kalmaz hukuk diye bir şey de kalmaz.
Etkisiz hukukun siyasal, sosyal, ekonomik , toplumsal nedenlerle ve maalesef bunun hukuk katmanlarındaki bozulmadan ve istikrarsızlıktan kaynaklandığını da söyleyebiliriz. Ülkede hukukun halk önündeki güvenilirliği ve sadakati açısından bu tip olguların yaygınlaşmasını önlemek ve hukuku daha işlevsel hale getirmek biz hukukçuların bizatihi görevidir. Bu görevi layıkıyla yerine getirmemiz gerekmektedir.
RÜVEYDA GÜL – Doğuş Üniversitesi Hukuk Fakültesi 1. Sınıf