Herkese merhaba 😊 günden güne artan yanlış beslenmeyle birlikte tip 2 diyabet hastalığı prevelansı artmakta. Bununla birlikte bilmeden beslenmeye devam etmek oluşabilecek diyabet komplikasyonları riskini arttırmaktadır. Öncelikle kısaca diyabet hastalığı ve türleri nedir diye bakacak olursak;
Diyabet, yenilen besinlerin sindirimi sonucu oluşan ve kana geçen şekerin, hücre içine girmesi gerekirken giremeyip kanda kalmasıyla birlikte oluşan ve kandaki şeker miktarının yükselmesiyle karakterize bir hastalıktır. Ömür boyu süren kronik bir hastalıktır. Özellikle basit karbonhidrat alımı (tatlı, kek, çikolata, şekerli içecekler, beyaz ekmek ve beyaz unla yapılan çoğu besin) kan şekerini yükseltmektedir. Diyabet hastalarında ise tüketilen bu şekerin bağlanıp taşınacağı madde yani insülin olmadığı için hücrelere geçemez.
Diyabetin 2 türü vardır, bunlar;
Tip1 Diyabet: Genellikle çocukluk çağında başlayan ve pankreastan salınan insülin harabiyeti sonucu ortaya çıkan kronik bir hastalıktır.
Tip2 Diyabet: İleri yaşta görülen pankrastan insülin salgılanan fakat salgılanan bu insülinin ya gerekenden az olması ya da gerekenden fazla olması sebebiyle beklenen etkiyi gösterememesidir.
Gelelim diyabetin tedavisine; maalesef yukarıda da bahsettiğim üzere diyabet ömür boyu süren bir hastalık olduğu için yaşam tarzı değişikliği bu hastalıkta elzemdir. Bazı ilaçlar kullanılabilmektedir ama her zaman için doğru zamanda doğru miktarda beslenilmelidir.
Peki bu ‘doğru’ oranı nereden bileceğimize gelecek olursak;
Karbonhidratlar, yemek sonrası kan şekerini yükseltmede en önemli etkiye sahip besin ögesidir ve karbonhidratlar miktarına göre kan şekeri düzeyini etkilemektedir. İşte bu etkiyi kontrol altında tutmak için bir yöntem geliştirilmiştir. Bu yöntem ‘Karbonhidrat Sayımı’ olarak adlandırılmaktadır. Bir beslenme günlüğü tutularak gün boyu tüketilen besinler ve ölçülen kan şekeri düzeyleri kaydedilir ve karbonhidratların kan şekerinde meydana getireceği artışlar gözlemlenebilir.
Karbonhidrat Sayımını Kimler Yapabilir?
2 düzeye ayrılmaktadır;
- Başlangıç Düzeyi: Tüm diyabetliler için uygundur.
- İleri Düzey: Tip1 diyabetliler, insülin pompası kullananlar için uygundur.
Şimdi ileri düzey karbonhidrat sayımının biraz daha detaylarına bakalım;
İlk olarak diyabetli bireylerde insülin doz ayarları yapılmış ve glisemik kontrol sağlanmış olması gerekmektedir. Bu hesabı yapabilmek için bilinmesi gereken bazı oranlar vardır; bireylere göre değişen, karbonhidrat insülin oranı (KİO) ve insülin duyarlılık faktörü (İDF) hesaplanmalıdır.
KİO belirlemede kullanılan 2 tane yöntem vardır;
İlk yöntem, öğünlerde tüketilen karbonhidrat gramının öğün için yapılan insülin dozuna bölünmesiyle bulunur. Bu yöntem, öğün başına alınan karbonhidrata karşılık insülin dozu yapılmasını gerektirir. İlk yöntemin dezavantajı ise bireyin istediği karbonhidrat alamamasıdır. Hipoglisemi (kan şekeri düşmesi) ve hiperglisemi (kan şekeri artması) kontrol etmek amacıyla uygulanan bir yöntemdir.
İkinci yöntem, 500 kuralıdır. 500’e toplam insülin dozunun (TİD) bölünmesiyle elde edilir. Ancak bu yöntem her öğün için ayrı KİO hesaplamaz ve öğünlerde farklı KİO değerine ihtiyaç duyulabilir. Akdeniz’de yapılan bir çalışmada 500 kuralının uygun olmadığını, kahvaltı için 350/TİD, öğle ve akşam yemeği için 450/TİD formülün hesaplanmasının glisemik kontrolde daha etkin olduğu tespit edilmiştir.
Sonuç olarak karbonhidrat sayımı kan şekerini hedef düzeyde tutmak için etkili bir yoldur. Diyabetlilerin yaşam tarzına uygun beslenmesini sağlamaktadır. Kan şekerinin düzenli seyretmesi konucu birçok akut ve kronik komplikasyonlarından (hipoglisemi, kardiyovasküler hastalıklar, böbreklerin hasar görmesi gibi durumlar) bireyleri korumaktadır.
Aleyna Doda
Başkent Üniversitesi Beslenme ve Diyetetik 3.sınıf
Linkedln: Aleyna Doda