fbpx

Kitle Psikolojisi: Davranışın Topluluk İçinde Değişimi

Kitle Psikolojisi: Davranışın Topluluk İçinde Değişimi

Kalabalık bir konser, bir futbol maçı, büyük bir mezuniyet töreni ya da protesto yürüyüşleri…Bu gibi anlarda, bireylerin normalde vermeyeceği tepkileri verdiği, daha coşkulu, duygusal veya ani davranışlar sergilediği görülür. Bu tür toplu davranışlar, bireyin yalnızca kendisi olarak değil, bir bütünün parçası olarak hareket ettiğini gösterir. Sosyal psikolojinin önemli konularından biri olan kitle psikolojisi, bu durumu anlamak için önemli bir kavramsal çerçeve sunar.

Kalabalık mı, Kitle mi?

Günlük hayatta “kalabalık” ve “kitle” kelimeleri genellikle aynı anlamda kullanılır. Ancak sosyal psikoloji bu iki kavram arasında önemli bir ayrım yapar:

  • Kalabalık, aynı yerde bulunan ama aralarında belirgin bir ortaklık olmayan insan topluluğudur. Örneğin bir alışveriş merkezindeki insanlar bir kalabalık oluşturur, fakat aynı amacı taşımazlar.

  • Kitle ise, belli bir olay ya da duygu etrafında birleşmiş ve benzer şekilde tepki veren insan topluluğudur. Yani kişiler yalnızca bir arada değildir; aynı anda benzer hisseder, düşünür ve davranırlar.

19.yüzyılda kitle psikolojisi üzerine çalışan ilk isimlerden biri olan Gustave Le Bon, bireyin kitle içindeyken farklı bir bilinç düzeyine geçtiğini öne sürer. Le Bon’a göre birey: anonimleşir, duygularla hareket eder, eleştirel düşünceyi geri plana atar, sorumluluk hissini kaybeder. Bu durum, bireyin kalabalık içerisinde kendi kararlarını değil, çoğunluğun duygusal yönelimini izlediği bir davranış biçimine dönüşebilir.

Ortak Duygular ve Kolektif Bilinç

Kitle psikolojisinin etkileri günlük hayatta sıklıkla gözlemlenebilir.

Bir stadyumda on binlerce kişinin aynı anda tezahürat yapması, bir konser sırasında tüm seyircilerin aynı anda aynı şarkıya eşlik etmesi ya da mezuniyet töreninde binlerce öğrencinin aynı anda duygulanması, kolektif davranışın örnekleridir.

Sosyolog Émile Durkheim, bu tür durumları açıklamak için “kolektif bilinç” kavramını ortaya koyar. Kolektif bilinç, bireylerin ortak duygu ve düşünceler etrafında birleşerek geçici bir bütün oluşturmasıdır. Bu bütünlük, aidiyet duygusunu güçlendirir, grup ruhunu pekiştirir. Ancak bu duygular yalnızca pozitif yönde gelişmeyebilir. Bireyler, kitle içinde bulunduklarında yalnızca dayanışma değil, aynı zamanda öfke, panik ya da şiddet gibi olumsuz davranış biçimlerine de eğilim gösterebilir.

Kitle İçinde Davranış: Uyma ve Etkilenme

Kitle içinde bireyler, çevrelerindekilerin davranışlarından kolayca etkilenebilir. Bu duruma sosyal psikolojide uyma davranışı denir. Birey, grubun çoğunluğunun yaptığı davranışı farkında olmadan tekrar edebilir. Örneğin bir konuşmada herkes alkışlamaya başlarsa kişi neyi neden alkışladığını anlamasa bile alkışa katılabilir.

Uyma davranışı, çoğu zaman grup dışı kalmamak, kabul görmek veya dikkat çekmemek amacıyla gerçekleşir. Bu durum, sosyal bir varlık olan insan için oldukça doğaldır. Ancak uzun vadede bireyin kendi kararlarını sorgulamadan yalnızca çevreye göre davranması, sürü psikolojisi olarak adlandırılan bir duruma yol açabilir. Elias Canetti, Kitle ve İktidar adlı eserinde, bireylerin kalabalığın gücüne kapıldığında kendi kararlarını verme becerisini kaybedebileceğini belirtmiştir. Bu da kitle içindeki bireysel sorumluluğun azalmasına neden olabilir.

Üniversite Ortamında Kitle Deneyimi

Üniversiteler, bireylerin en yoğun sosyal etkileşim yaşadığı ortamlardan biridir. Kulüplere katılım, etkinlik düzenleme, törenlere ya da festivallere katılma gibi deneyimler, bireyleri farklı gruplar ve kalabalıklarla bir araya getirir. Bu tür ortamlarda kişiler, bazen gerçekten istedikleri için bir etkinliğe katılır; bazen de sadece herkesin katıldığını gördüğü için aynı kararı verir. Bu durum, bireysel karar ile sosyal etki arasındaki farkı anlamak açısından önemlidir.

Sosyoloji açısından bu tür sorular kritiktir:

  1. Birey kendi isteğiyle mi hareket etmektedir, yoksa çevresinden mi etkilenmektedir?
  2. Grubun içinde birey olabilmek mümkün müdür?

Kitle İçinde Farkında Olmak

Kitle psikolojisi, bireyin topluluklarla olan ilişkisinde nasıl davrandığını anlamak için önemli bir alan sunar. Kitleye dahil olmak, bazen güçlü ve birleştirici bir deneyim yaratabilir. Ancak bu durum, bireyin kendi kararlarını sorgulama becerisini kaybetmemesi hâlinde değerlidir.

Sosyal psikoloji, bireylerin sadece tek başlarına değil, kalabalıklar içinde de düşünerek hareket etmeleri gerektiğini vurgular. Topluluklara katılırken şu soruyu sormak önemlidir:

“Bu davranış gerçekten kişisel bir tercih midir, yoksa çevrenin etkisiyle mi gerçekleşmektedir?”

Kaynakça

  • Anadolu Üniversitesi. (2020). Sosyal Psikolojiye Giriş (Yayına Hazırlayan: H. Yavuzer). Eskişehir: Anadolu Üniversitesi Yayınları.

  • Le Bon, G. (1895). Kitleler Psikolojisi.

  • Durkheim, É. (1912). Dinsel Hayatın İlkel Biçimleri.

  • Canetti, E. (1960). Kitle ve İktidar.

  • Aronson, E. (2012). İkna: Sosyal Psikolojiye Giriş.

Sıla Güven

Anadolu Üniversitesi Sosyoloji Bölümü

1. Sınıf Temsilcisi

Bu Yazıyı Paylaş
2 Comments
  1. hanne kılavuz

    ellerine sağlıkk 🤍

    1. Sıla Güven

      Çok teşekkür ederimm

Yorum Yap