
Klinik Kalite Göstergeleri
Merhabalar değerli okuyucular. Ben Fatih İlyas Çam. Hacettepe Üniversitesi Sağlık Yönetimi 4. Sınıf öğrencisiyim. Bugün sizlere ‘’Klinik Kalite Göstergeleri’’ konusu hakkında yazdığım blog yazımı sunacağım.
Klinik kalite göstergeleri; sağlık hizmetlerinin güvenliğini, etkinliğini, etkililiğini, hasta memnuniyetini ve verimliliğini değerlendirmek için kullanılan göstergelerdir. Bu göstergeler, sağlık kuruluşlarının performansını analiz etmek ve sağlık hizmetlerinin sürekli iyileştirilmesini sağlamak için önemli bir araçtır.
1.Hasta Güvenliği Göstergeleri:
Hasta güvenliği göstergeleri; hastaların sağlık hizmetlerini alırken maruz kalabilecekleri riskleri ve olası sorunları engellemek için önemli göstergelerdir. Bu göstergeler ve sonuçları takip edilerek olası riskler en aza indirilir ve sonucunda hasta memnuniyeti artar. Bu göstergeler:
a) Hastane Enfeksiyon Oranları: Hastane enfeksiyonları, bir sağlık kurumunda hizmet alan hastaların tanı, tedavi ya da bakım süreçlerinde solunum ve temas yoluyla edindikleri enfeksiyonlardır. Bu enfeksiyonların türleri ve yakalanma oranları, hastanenin sunduğu bakımın kalitesinin ve hasta güvenliğinin en önemli göstergelerinden biridir.
-
- Kateter İlişkili Kan Dolaşımı Enfeksiyonları: 1000 kateter günü başına 2-5 vaka görülmektedir. Uzun süreli kateter kullanımını artırır. Yetersiz sterilizasyondan dolayı açığa çıkabilir ve bağışıklık sistemini zayıflatır.
- Solunum Cihazları Enfeksiyonu: 1000 ventilatör günü başına 5-15 vaka görülmektedir. Mekanik ventilasyon süresi uzar. Yetersiz ağız hijyeni bu enfeksiyonları ortaya çıkarabilir ve yoğun bakım hastalarının artışına yol açabilir.
- Üriner Kateter İlişkili Enfeksiyonlar: 1000 kateter günü başına 3-10 vaka görülür. Uzun süreli üriner kateter kullanımına yol açar. Hijyen eksikliğinden dolayı enfeksiyon sorunları görülebilir. Üriner sistemde enfeksiyonlar oluşturur.
- Cerrahi Alan Enfeksiyonları: Ameliyatların türüne bağlı olarak vaka oranı değişim göstermektedir fakat ortalama olarak %1-5 arasında değişir. Enfeksiyon olayları görüldüğünde ameliyatların süreleri artar. Sterilizasyon eksikliğinden dolayı oluşum gösterir.
- Clostridium Difficile Enfeksiyonları: 1000 hasta günü başına 8-20 vaka görülmektedir. Bu enfeksiyon, antibiyotik kullanımı sonrasında ortaya çıkabilen ve ciddi derecede sağlığı olumsuz yönde etkileyen bir bağırsak enfeksiyonudur. Uzun süreli antibiyotik kullanımında etkilerini gösterebilmektedir. Fekal-oral yolla bulaşır ve patojen çevrede yaygın olarak bulunurlar. Bağışıklık sisteminde ciddi sorunlar oluşturabilir.
b) Advers Olay Oranları: Advers olaylar, kasıtlı olmayan ve sağlık kurumlarında istenmeyen olayların tümüne verilen olayların ismidir. Advers olaylar, sağlık kurumunun klinik kalitesini düşüren ve hasta memnuniyetini en aza indiren durumlar içerisinde yer alır. Bu olaylar genellikle ilaç hataları (hastaya yanlış veya başkasının ilacını verme), düşme vakaları, basınç yaraları, doz hatalarıdır.
c) Ameliyat Sonrası Komplikasyon Oranları: En sık görülen ameliyat sonrası komplikasyonlar arasında postoperatif ateş, akciğer sönmesi, yara enfeksiyonu, emboli ve ven trombozu olarak bilinmektedir. Bu enfeksiyonlar genelde ameliyat sonrası sterilizasyon eksiklikleri, bakım süreçlerindeki aksaklıklar ve hatalardan dolayı ortaya çıkmaktadır.
d) Hastane İçi Mortalite Oranları: Bu oranlar, hastanın hastaneye girişinden çıkışına kadar olan süreçte yaşadığı çeşitli ölüm sebeplerinin oranlarıdır. Bu oranların büyük bir çoğunluğunu solunum yolları rahatsızlıkları ve yanlış tedaviler oluşturur. Örneğin, hastanın ıslak zeminde kayması ve kafasını çarparak ölmesi, yanlış tedavi ve ilaçtan dolayı ölümü, enfeksiyonların önlenememesinden kaynaklı ölümler vb. olarak söylenebilir. Bu oranların artışı hem hastanenin klinik kalitesini hem de hastanın sağlık durumunu olumsuz şekilde etkilerken diğer taraftan kuruma olan güveni de sarsmaktadır.
Sağlık hizmetlerinin bilimsel kanıtlara dayalı olarak uygulanmasını ve hastaların en iyi klinik sonuçlara ulaşmasını değerlendiren göstergelerdir. Bu göstergeler hem klinik açıdan hem de sürdürülebilirlik açısından oldukça mühimdirler. Bu göstergeler üzerinde durup gerekli düzenlemeleri yapan sağlık kurumları bu konulardaki sorunları çözmede daha etkili olurlar.
e) Kan şekeri kontrolü oranı: Kan şekeri, vücuttaki glikoz miktarının ölçüldüğü yerdir. Kan şekeri sağlıklı bireylerde 70-120 mg/dl olmalıdır. Kan şekeri açlık ve tokluk olarak 2 gruba ayrılır. Açlık kan şekeri normalde 70-100 mg/dl arasında olması gerekmektedir. Bu değerlerin altında veya üstünde değerler çıkarsa hipoglisemi ve şeker hastalığı gibi rahatsızlıklar ortaya çıkabilir. Bu değerler yaş, cinsiyet, beslenme ve spor alışkanlıkları, genetik, kişisel tercihler gibi çeşitli etkenlere göre değişmektedir. Bu değerleri düzenli aralıklarla kontrol ettirmek, ilerde oluşabilecek rahatsızlıkların erken tanı ve tedavisinde önemli bir durumdur.
f) Hipertansiyon Hastalarında Kan Basıncı Kontrolü Oranı: Hipertansiyon, kanın atardamar duvarlarına uyguladığı kuvvetin belirli bir süre boyu çok yüksek seviyede olmasıdır. Bu basıncın 140/90 mmHg veya daha üstü yüksek olması hipertansiyon olarak adlandırılır. Hipertansiyon; genetik yatkınlık, obezite, diyabet, aşırı tuz tüketimi, sağlıksız yaşam tarzı ve stres gibi etkenlerden dolayı kendini gösterir. Hipertansiyonu olan hastaların kan basınçlarının kontrolünün düzenli ve planlı şekilde yapılması, hasta bireyin sağlığı için büyük önem arz eder. Bundan dolayı kontrol oranı arttıkça bu hastalığın önlenme ihtimali artar.
g) İnme Hastalarında İlk 3 Saat İçinde tPA Uygulanma Oranı: Doku Plazminojen Aktivatörü – Alteplaz (tPA), iskemik inme hastalarında, erken dönemde kullanılan trombolitik bir ilaçtır. Bu ilaç, pıhtıyı eriterek kan akışını yeniden sağlamakta ve hastanın felç riskini azaltmaktadır. tPA uygulamasının ideal uygulama süre ilk 3 saattir. Hedeflenmekte olan oran (gelişmiş ülkelerde) %20-30 aralığında iken gerçekleşen oran %5-10 arasındadır.
h) Kalp Krizi Geçiren Hastalarda İlk 90 Dakika İçinde Anjiyoplasti Yapılma Oranı: Kalp krizi geçiren hastalarda ilk 90 dakika içerisinde Primer Perkütan Koroner Girişim (PPCI) uygulanması hayati öneme sahiptir. Bu uygulama için hedeflenen uygulama oranı gelişmiş ülkelerde %80-90 aralığındadır. Gerçekleşen oran ise %50-70 arasını kapsamaktadır. İlk 90 dakikadan sonraki her 30 dakikalık gecikme, ölüm riskini %7.5 artırmaktadır.
2.Erişim ve Zamanında Müdahale Göstergeleri
Hastaların ihtiyaç duydukları sağlık hizmetlerine zamanında ulaşmasını ölçen göstergelerdir. Zamanında alınan sağlık hizmeti birçok riski ortadan kaldırmaktadır.
a) Acil Serviste Bekleme Süresi: Acil serviste uzun süre bekleyen hastalar, klinik kalite ve hasta memnuniyetini düşürmektedir. Uzun bekleme sıraları, sağlık hizmetini o anda ya da en kısa sürede alması gereken hastalar için olumsuz bir durumdur.
b) Randevu Alma Süresi: En yakın süre içerisinde sağlık ihtiyacını gidermek üzere sağlık hizmetlerini alması gereken hastalar için randevu süreleri zorlu bir süreçtir. En yakın günlere randevu alamamak hastalar açısından olumsuz durumlar oluştururken klinik kaliteyi de düşürmektedir.
c) Yoğun Bakım Ünite Doluluk Oranları: Yoğun bakımların yüksek doluluk oranları ve yatak doluluk oranlarının yüksek seviyelerde olması sebebiyle yoğun bakım ihtiyacı olan bireylerin bu ihtiyacının karşılanmaması sonucunda hasta ve sağlık kurumu açısından sorunlar oluşabilmektedir.
d) Ameliyat Öncesi Bekleme Süreleri: En yakın sürede ameliyat olması gereken hastaların aylar sonraya randevu bulabilmesi ve bundan dolayı aylar boyu ağrı içerisinde yaşaması tüm taraflar için olumsuz bir durumdur. Ameliyathanelerin dolu olması ve sürekli ameliyat yapılması sağlık kurumu için hem işgücü hem de finansal sürdürülebilirlik açısından zorlukları beraberinde getirmektedir.
3.Hasta Memnuniyeti Göstergeleri
Hastaların hizmet sunucuları tarafından aldıkları sağlık hizmetinden memnuniyetlerini ortaya koyan göstergelerdir. Bu göstergeleri dikkate almak ve geri dönüşleri doğru yorumlayarak yapılması gerekenleri yapmak hasta memnuniyetini artırırken diğer bir taraftan klinik kaliteyi de artırmaktadır.
a) Hasta Memnuniyet Anket Sonuçları: Sağlık hizmeti alan hastaların hizmet sonunda hizmetleri değerlendirmeleridir. Bu geribildirimlerin ve anketlerin sonucunda ortaya çıkan olumlu ve olumsuz yorumlar dikkate alınarak hizmet kalitesi artırılmalıdır. Olumsuz hasta deneyimleri üzerinde değişimler yapılırken olumlu yorumlar için geliştirmeler yapılmalıdır.
b) Hastaların Sağlık Çalışanlarıyla İletişim Düzeyi: Hastalar, içerisinde bulundukları zor durumlarından dolayı sağlıklı iletişim kurma konusunda zorluk çekerler. Diğer taraftan zorlu çalışma şartları arasında hizmet vermek için çalışan hizmet sunucuların hastalarıyla düzgün ve net bir iletişim kurmaları gerekmektedir. İki taraf için de zorlu bir süreç olan iletişim süreci ve düzeyi sağlıklı şekilde tutulursa süreç daha kolay geçecektir.
c) Şikâyet Oranları ve Çözüm Süreleri: Bir sağlık kurumuna ve sunduğu hizmetlere karşılık olarak şikâyet oranları yüksek ise bu durumlar araştırılmalı ve en kısa sürede çözüme kavuşturulmalıdır. Memnuniyetsiz hastalar aynı kuruma yeniden gelmeyeceği gibi kuruma başvurması olası hastaların düşüncelerini de etkilemektedir. Bu tarz durumlarda şikayetlerle en yakın sürede ilgilenilmeli, şikayetler dikkate alınmalı ve hizmet kalitesi artırılmalıdır.
4.Kaynak Kullanımı ve Verimlilik Göstergeleri
Sağlık hizmeti sunumunda sınırlı kaynakların etkin kullanımını değerlendirmede kullanılan göstergelerdir.
a) Hastanede Yatış Süresi (ortalama gün sayısı): Hastaların sağlık kurumunda ortalama olarak kaç gün yattıklarını gösterir. Uzun süreli yatışlar tedavi sürecinde maliyetleri artırırken yeni hasta yatışlarının önüne geçmektedir. Bu durum hastalar ve sağlık kurumları tarafından memnuniyetsizliğe yol açar.
b) Yoğun Bakımda Gereksiz Yatış Oranı: Gereksiz yatışlar yoğun bakımların kapasitelerini zorlamaktadır ve gerçek manada yoğun bakıma ihtiyacı olan kişilerin sağlık hizmetlerinden mahrum kalmasına yol açmaktadır. Gereksiz yatışlar hem yatak doluluk oranını artırır hem de gereksiz tedavilerden doğan bakım masraflarını artırır. Bu durumda sınırlı kaynaklar israf edilirken diğer taraftan finansal sürdürülebilirlik açısından zorluklar getirir.
c) Yeniden Yatış Oranı (30 gün içerisinde yeniden yatış): Yeniden yatış oranlarının sebepleri arasında 2 temel sebep bulunmaktadır. İlk sebep, hastanın ilk yatışında gerektiği kadar sağlık hizmeti alamamasından dolayı yeniden tedavi alma gereksiniminden doğan süreçtir. Diğer bir sebebi ise gereksiz yatışların devridir. Evde bakım veya ilaç tedavisi ile çözüme kavuşacak bir durum hastaneye yeniden yatış ile gereksiz tedavi masraflarına yol açmaktadır.
5.Personel Performansı ve Memnuniyeti Göstergeleri
Sağlık çalışanlarının performansının ve memnuniyetinin sağlık hizmetlerine olan katkısı veya olumsuz etkilerini ölçen göstergelerdir.
a) Sağlık Çalışanı Başına Düşen Hasta Sayısı: Bir sağlık çalışanı başına düşen hasta sayısı ne kadar yüksek olur ise çalışanın performansı o kadar düşük seviyede olmaktadır. Çok fazla hasta çok fazla zaman, emek ve enerji harcanması demektir. Bu durumda çok fazla hastası olan sağlık personellerinin performans ve memnuniyetlerinde düşüş yaşanır.
b) Personel Tükenmişlik Oranı: Ağır çalışma koşulları, duygusal ve psikolojik baskılar, sağlıkta şiddet, motivasyon düşüklüğü, çalışma ortamındaki sorunlar gibi birçok sebepten ötürü sağlık personelleri işlerinde daha az istekli ve daha az memnuniyet ile çalışmaktadır.
c) Eğitim ve Gelişim Programlarına Katılım Oranı: Sağlık personellerinin düzenli aralıklarla eğitim ve gelişim programlarına katılması hem akademik hem iş gereksinimleri hem de kişisel gelişim açısından önem arz eder. Eğitimlere katılan personel oranları arttıkça genel bir memnuniyet artışı gözlemlenmektedir.
Bu ve bunlar gibi daha birçok göstergeler, sağlık hizmetlerinin kalitesini artırmak ve sürekli gelişimi-iyileştirmeyi sağlamak için kullanılmaktadır. Hastaneler ve sağlık yöneticileri, bu verileri düzenli olarak analiz ederek klinik sonuçları optimize edebilir ve hasta güvenliğini artırabilir. Artan hasta ve personel memnuniyeti klinik kaliteyi artırmaktadır.
Değerli zamanınızı ayırarak blog yazımı okuduğunuz için teşekkür ederim.
Fatih İlyas Çam
Hacettepe Üniversitesi Sağlık Yönetimi Bölümü
4. Sınıf Temsilcisi
Sağlık Yönetimi Departmanı Blog Yazarları Yöneticisi