
Küçük Albert Deneyi ve Korkuların Öğrenilmesi
Psikoloji tarihinin önemli isimlerinden John Watson ve sevgilisi Rosalie Rayner tarafından yapılan bu deney 20. Yüzyılın başlarında klasik koşullanmayı insanlara somut şekilde gösteren bir deneydi. Klasik koşullanma temel anlamı itibariyle koşulsuz bir tepkinin zamanla koşullu bir tepkiye dönüşme süreci olarak anlatılabilir. Bu deneydeki en önemli detay ise kuşkusuz korkunun nasıl geliştiğinin araştırılması idi. Watson, bebeklerde bulunan yüksek seslere korku tepkisini kullanarak klasik bir koşullanmanın sağlanıp sağlanamayacağını merak ediyordu.
Albert adındaki 9 aylık bebeği deney sahasına götürdüğünde, sırasıyla fare, tavşan, köpek gibi bir dizi hayvanı onunla buluşturdu. Albert deney sahasında bulunan ve kendisi ile yakınlık kuran bu hayvanlardan korkmamıştı. Deneyin ikinci aşamasında ise bir beyaz fare Albert ile deney sahasında bırakıldı. Albert fareyi sevmeye başladı, onunla oyunlar oynadı. Bir zaman sonra Albert fareye her temas ettiğinde güçlü bir gürültü çıkarıldı. Bu gürültü Albert’i korkutuyordu. Şüphesiz Albert’in ilk baştaki korku tepkisi koşulsuz bir tepki idi. Albert her defasında fare ile iletişime geçtiğinde yüksek ses tekrar edildi. Albert yüksek gürültünün kaynağının fare olduğuna inanmaya başlıyordu. Birkaç tekrar sonra Albert fareden uzaklaşmak istiyordu. Deneyden sonra eve giden Albert, sakalları beyaz olan dedesinden, yağan kardan veya beyaz herhangi bir nesneden korkmaya başlamıştı.
Küçük Albert deneyinden önce yapılan birçok deney daha olmuştu. Bunlardan en ünlüsü Rus fizyolog Ivan Pavlov’un yaptığı köpek deneyiydi. Her iki deney de duygusal tepkilerin koşullandırılabileceği üzerine işliyordu.
Klasik koşullanma, nötr uyaran, koşulsuz uyaran, koşulsuz tepki, koşullu uyaran ve koşullu tepkiden oluşur.
Bu anlatıyı şu diyagram ile zihnimizde tamamlayabiliriz:
Yüksek ses (koşulsuz uyaran) ——> Korku (koşulsuz tepki)
Watson’ın uyguladığı deneyde ilk etapta yüksek ses koşulsuz uyaran ve korku koşulsuz tepki idi.
Yüksek ses (koşulsuz uyaran) ——> Beyaz Fare (nötr uyaran)
Deneyin ikinci aşamasında nötr uyaran olan beyaz fare ortama katıldı.
Yüksek ses (koşulsuz uyaran) ——> Beyaz Fare (koşullu uyaran) ——> Korku (koşullu tepki)
Fare sevildiği anda ortaya konan yüksek ses nötr uyaran olan farenin koşullu bir uyaran olmasını sağladı, bunun sonucunda ise koşullu tepki olarak korku ortaya çıktı.
Beyaz Fare (koşullu uyaran) ——> Korku (koşullu tepki)
Deneyin sonunda ise Albert, beyaz olan her şeye karşı bir korku kazandı. Duygularımızın koşullanabileceği ve korkuların öğrenilen şeyler olduğu çıkarımı yapılabilir. Ki Watson’da öyle yapmıştır. Peki ya sizce?
- Kaynakça:
- https://terapiya.co/blog/kucuk-albert-deneyi
- https://tr.wikipedia.org/wiki/K%C3%BC%C3%A7%C3%BCk_Albert_deneyi
Bahadır Alemdaroğlu
Giresun Üniversitesi Psikolojik Danışmanlık ve Rehberlik Bölümü
2. Sınıf Temsilcisi