Öfken Seni Değil, Sen Öfkeni Kontrol Et!
“Öfke insanı atılgan kılabilirse de gücünü, insanın kendisini sevmesinden alır.” Rene Descartes
Kabul edelim ki birçok duyguyu bünyesinde barındıran karmaşık bir varlığız. Bazen kendimizi anlamakta, anlatmakta güçlük çektiğimiz oluyor. Diğer bir taraftan, kendimizle övündüğümüz birçok özelliğimiz de oluyor. Hemen hemen hepimizin kendisinde sevmediği bir özellik var ki o da öfkeyi kontrol edememek.
Öfke ile kalkan zararla oturur diyorlar sahiden de öfkemizi kontrol edemediğimizde birbirinden fazla zararla yerimize oturmuyor muyuz? Öfkemizi ne kadar kontrol etmeye çalışsak da öfkemiz kontrolden çıkıp yıkıcı hale geldiğinde, kişisel ilişkilerimizde ve yaşamımızın genel kalitesinde sorunlar yaşarız. Peki bu öfke hep bizimle mi kalacak? Üzgünüz ama hep bizimle olacak… Öfkemizi tamamıyla ortadan kaldıramayacak olsak bile bunun önüne geçmek, öfkemizin şiddetini ayarlamak mümkün. Öfke, hayatımıza renk katıyor olsa da fazla renk göz alır sonuçta değil mi?
Kıskançlık, öfke, evlilikte cinsel problemler, narsist kişilik bozukluğu, gelecek kaygısı, reddedilmek, travmalar, ebeveynlerimiz, ayrılık acısını atlatamamak, kendimizi değersiz hissetmek gibi duygu durumları, günlük hayatımızda öfkeli hissetmemize neden olabilecek durumlar. Peki bunlarla nasıl başa çıkacağız? Bu gibi duygu durumlarına karşı kontrolsüz olduğunu hissediyorsan kontrolü eline almanın vakti gelmedi mi? O halde…
Öfke kontrol rehberin kendin olmaya ne dersin?
İyi de nasıl? “Bize şimdi hiç nefes egzersizi megzersizi falan demeyin!” dediğinizi duyar gibiyiz. Rahat olun, öfkelendiğinizde pamuk gibi yapacak taktikleri sizler için araştırdık. Gelin birlikte sakinleşelim…
İşte öfkemizi kontrol etmenin yolları!
Öfke duygusunun yok edilemeceğini kabul edin…
Öfke, tamamen normal olan ve sağlıklı bir insan duygusudur. Hepimiz günlük hayatımızda öfkeyi yaşıyoruz ve hissediyoruz. Kimimiz bunu geçiçi, daha az kimimiz ise hayatına rahatsızlık verecek bir boyutta hergün daha fazla yaşıyor. Hayatımıza yeni duyguları ancak onları kabul ettiğimizde alabiliriz. Öfkemizle sürekli savaşmak, onun artık hayatımızdan uzaklaşması için didinmek boşuna kürek çekmek olacaktır. “Öfkemi kabul ediyorum, bu geçiçi bir süreç, sadece şu an nasıl daha iyi hissederim?” Sorusunu kendimize sorarak kendimize verdiğimiz ilk yanıtı yapmak daha iyi bir çözüm olacaktır. Öfke bizi hiçbir zaman terk etmeyekse onun esiri olmayı neden tercih edelim?
Paylaş!
Öfke ancak içinde bulunduğunuz durumu başka birisiyle paylaştığınızda azalabilecek bir şeydir. Öfkelendiğinde; susmak, köşeye çekilmek, sinirlendiğimiz insanla tartışmayı sürdürmek ya da sorunun üzerinin örtülmesi bizi çıkmaz bir yola götürerek durumu daha kötü bir yere taşımaktadır. Öfkelendiğiniz kişi ile medeni ik insan gibi oturup konuşabilecekseniz öfkenizin nedenini, neden böyle tepkiler verdiğinizi onunla paylaşabilirsiniz. Eğer onunla konuşmanız bir fayda sağlamayacaksa kendinize en yakın hissettiğiniz kişiyle; neden öfkelendiğinizi, neler yaşadığınızı, hislerinizin ne olduğunu ve kendinizi nasıl hissettiğinizi paylaşın. Durumu paylaşmak biraz olsun iyi sizi sakinleştirecektir.
Karşınızdaki kişiyi dinleyin!
Sinirliyken bazen karşımızdaki kişinin konuşmasına fırsat bile vermeden dümdüz konuşuruz. Asla, o bir şeyler söylemek istiyor mu diye düşünmeyiz. Ee bi dursak mı acaba o da bir şeyler söylemek istiyordur belki, belki onunda kendisini ifade etmeye ihtiyacı vardır? Karşımızdaki insanı ve yaşadığımız sorunu anlayabilmemiz için öncelikle onu dinlemeye ve anlamaya ihtiyacımız vardır. Tabii ki gözlerimizi devirerek değil göz teması kurarak…
Duygularınızı paylaşmak öfkenizi affedilebilir kılabilir!
Öfkemizi kontrol edemediğimiz anlarda karşımızdaki kişiye duygularımızı açıklamak, neden ve ne hissederek bu şekilde davrandığımızı açıklamak bizi avantajlı kılar. Karşımızdaki kişinin bize biraz olsun hak vermesini sağlar.
Haklıyken haksız konuma düşmeyin!
Haklı olsanız bile, iyi bir iletişim kuramazsanız, derdinizi sağlıklı bir şekilde, doğru kelimelerle anlatamazsanız kaybeden siz olabilirsiniz. Öfke bizi sağlıklı sonuçları olmayan bir yola götürebilir. Öfkeli olduğumuz durumlarda “aklımıza ilk geleni söylememek”, “karşımızdakinin ne söylediğini dikkatle dinlemek” ve “ne söylemek istediğimiz hakkında düşünmek” iletişim kalitemizi arttıracağı gibi öfkemizin daha da şiddetlenmesini engelleyecektir. İletişim eksikliği ve ardından gelen öfke patlaması sizi haklı iken haksız duruma düşürecektir.
Orayı hemen terk et!
Öfkenizi kontrol edemiyorsanız, öfke doğuran ortam ve durumdan uzaklaşmayı tercih edin. Bir iş yaparken çok bunaldığınızda nasıl kalkıp, kendinize gelmek için mola veriyorsanız kafanızı dağıtmak için de o ortamı terk edebilirsiniz.
Öfkelendiğinizde bir başkasına zarar veremezsiniz!
En önemli maddelerden birisi hiç şüphesiz. Öfkemizi kontrol edemediğimizde çevremizdeki eşyalara veya insanlara zarar verme ihtimalimiz artar. Koşullar her ne olursa olsun çevremizdeki eşyalara veya insanların üzerinde gücümüzü sergilemek elimize hiçbir çıktı vermeyecektir. Bunun da ötesinde bir başkasına zarar vermek gibi bir hakkımız olmadığını da kendimize hatırlatmamız gerekir.
Ne olursa olsun düşünerek konuş!
Hepimiz öfkelendiğimizde karşımızdaki kişiyi kırabilecek ve hatta bazen geri dönüşü olmayacak cümleler kurabiliyoruz. Peki buna gerçekten gerek var mı? O kişiye kırıcı sözler söylediğinizde elinize ne geçebilir? O an sadece onun kalbini mi kırmak istiyorsunuz yoksa sorunu çözmek mi istiyorsunuz?
Doğru zamanlama!
Öfkenizi kontrol edemeyecek ve konuyu o an konuşamayacak durumdaysanız konuşmayı başka bir zamana erteleyin. Biliyoruz ki tartışma anında pekte mantıklı düşünüp karar veremiyoruz.