fbpx

Sezgisel Yemenin 10 Prensibi

Sezgisel Yemenin 10 Prensibi

  • Aslında Gerçekten Acıkıyor Muyuz, Yoksa Duygularımızın Esiri Miyiz?

Gün içinde kendimize sormamız gereken en önemli sorulardan biri bu. Dünyada ve ülkemizdeki durum şunu gösteriyor ki çoğu insan gerçekten aç olduğu için yemek yemiyor. Yaşadığımız duygu durumları, can sıkıntısı, süre gelen alışkanlıklar gibi çevresel etmenler biz fark etmeden yeme düzenimiz üzerinde söz sahibi olmuş durumda. Sezgisel beslenme ise bu durumları ortadan kaldırmayı amaçlayan bir beslenme çeşididir.

  • Sezgisel Beslenme Nedir?                                                                                                             

Sezgisel beslenme bireyin, vücudunun doğal olarak verdiği fiziksel açlık, tokluk ve doyum sinyallerini dinlemesidir. Fizyolojik olarak açlığını doyurması, yeterli miktarda besin alımını sağladıktan sonra aşırı doygunluk oluşmadan yemeyi bırakabildiği temel yeme davranışı olarak ortaya çıkmaktadır. Bu beslenme şeklindeki en önemli amaç duygusal açlığı fiziksel açlıktan ayırmaktır. Kişi kendini ve bedenini dinlemeye başlar. Günümüzde Mindful Eating olarak da bilinir.

  • Sezgisel Beslenmenin 10 Prensibi:

1)Diyet Zihniyetini Reddedin:

Sürekli yediklerinizi kontrol etmek, saatli yemek yemek, yemeklerin kalorilerini hesaplayarak yemek, vücutta istemsizce stres oluşturan ve yemekle aranızdaki bağı bozan bir durum. Bu nedenle tüm diyet yaklaşımlarını bir kenara bırakın. Acıktığınızda veya bir besini arzuladığınızda vücudunuzu dinleyerek ona uyum sağlamalısınız.   

2)Açlığınıza Saygı Gösterin:

Açlık hissi son derece normal bir durumdur. Önemli olan doyduğunuzda bedeninize saygı duyup durmaktır. Açlık hissini görmezden gelerek yeterince enerji almazsanız, vücudunuz bu duruma giderek daha da artan bir yeme isteği ve iştahla tepki verir. Bedenin bu tepkisi, yiyeceklere karşı normalde duymayacağınız seviyelerde istek duymanıza sebep olabilir. 

3)Tüm Yiyeceklerle Barışın:

Kendinize belirli bir yiyeceği yememeniz gerektiğini devamlı olarak söylemeniz; yoksunluk, açlık hislerini beraberinde getirir. Bu da kontrol edilemeyen arzular ve aşırı yemeyle sonuçlanacaktır. Yememeniz gerektiğini düşündüğünüz bir yiyeceği yedikten sonra zihninize ‘’Bundan sonra yemeyeceğim’’ mesajını verdiğinizde, bedeniniz bu mesajı ‘’Bundan sonra yemeyeceksem şu an yiyebildiğim kadar yemeliyim’’ olarak algılar.  Yani herhangi bir yiyeceği yememeye çalıştığınızda beden sinyallerinizin geleceği son nokta daha fazla yeme isteği olacaktır. Oysa yemek yemek için koşulsuz izin verdiğimizde normalde yasak olarak gördüğümüz besinleri o kadar da yemek istemediğimizi görürüz. Çünkü bizim için yasak olan şeyler daha cazip gelir. Ama normalleştirdiğimiz şeylerin üzerine çok düşünmeyiz.

4)Zihninizdeki Diyet Polisini Reddedin:

“Karbonhidratlar kilo aldırıcıdır bu yüzden yememeliyim!”  

“Onu şu anda yemek istediğine emin misin? Çok kalorili değil mi?”

Diyet polisi size öğle yemeğinde salata yemenin ‘iyi’; karbonhidrat, tatlı gibi yiyecekler yemenin ‘kötü’ olduğunu söyleyen kalıplaşmış düşüncelerinizdir.

Besinleri yenilecek ve yenilmeyecekler olarak kategorize etmeyin. Yiyecekleri iyi ya da kötü olarak etiketlendirmek yerine bedeninize ruhunuza iyi gelip gelmemesine göre kategorilendirin.

5)Tokluğunuzu Hissedin:

Tıpkı açlık gibi tokluk hissimizi de dikkatimizi vererek fark edebiliriz. Dikkatimizi yediğimiz yemeğe vermediğimizde, yemeğe çok açken oturduğumuzda ya da ‘yasak’ olan bir yiyeceği son kez yediğimizi düşündüğümüzde ihtiyacımızdan fazlasını yiyebiliriz ve bu genellikle bizi fiziksel olarak rahatsız eder. Kilo almak ya da vermek bir yana, çok yemek zaten bize pek iyi hissettirmez. 

Yemek sırasında ara ara kendimize “Şu anda nasıl hissediyorum?”, “Devam etmek istiyor muyum?” gibi sorular sorarak dikkatimizi yemeğimize ve bedenimize getirebiliriz.

6)Yemekten Aldığınız Haz, Tatmin ve Mutluluk Hislerini Yeniden Keşfedin: 

Doymak ve tatmin olmak birbirinden farklı iki kavramdır. Fiziksel anlamda tok ve doymuş olsanız da bu her zaman tatmin olduğunuz anlamına gelmiyor. Gerçekten istediğiniz ve size mutluluk veren bir şeyi yediğinizde hissedeceğiniz mutluluk ve tatmin hissi yemeyi sonlandırmanızı ve daha fazla yememenizi kolaylaştıracaktır.

Unutmayın doygunluk, tokluğun fiziksel yansıması; tatmin ise tokluğun zihinsel yansımasıdır.

7) Duygularınızla Başa Çıkmak İçin Yemek Yemeyi Bırakın:

Duygusal yeme, negatif duygularla başa çıkmak için yiyecekleri kullanarak fiziksel olarak aç hissetmesek de yemek istediğimiz durumdur. 

Yemek yemenin negatif duygular üzerinde kısa süreli bir olumlu etkisi vardır. Fakat uzun vadede negatif duyguları ortadan kaldırmak için kullanabileceğimiz sürdürülebilir bir yöntem değildir.  Kendimize “Şu anda ne hissediyorum?” “Gerçekten aç mıyım yoksa çok stresli olduğum için mi bu yiyeceği yemek istiyorum?” gibi sorular sorabiliriz. Böylece duygularımızı fark ederiz. 

8)Bedeninize Saygı Gösterin:

Bedeninizi sevmek, ona saygı duyabilmenin ön koşuludur. Özellikle sosyal medyanın da etkisiyle kendimizi başka insanlarla kıyaslıyor, bedenimizi sıkça eleştiriyor hatta ondan utanıyor olabiliriz. Ama unutmamak gerekir ki her insan farklı ve eşsiz bir bedene sahiptir . Zor deneyimlerimizde bile bedenimiz hep bizimledir. 

9) Egzersiz yapın ve farkı hissedin:

Kilolu olmanın eleştirildiği, fiziksel görünümün ön planda olduğu bir toplumda egzersiz yapmak istediğimiz değil yapmak zorunda olduğumuz bir şey haline geliyor. Sırf kalori yakmak için kendinizi keyif almadığınız egzersizleri yapmaya itiyor olabilirsiniz. Hatta egzersizi bir “ceza” gibi görüyor olabilirsiniz. Fiziksel olarak aktif olmanın bedenimize olumlu etkileri vardır. Fakat bu noktada bedenimizi de dinlememiz gerekir.  

Örneğin; hastayken, yorgunken ya da ruh halimiz iyi olmadığında kendimizi egzersiz yapmak için zorlamamamız gerekir. Bu bedenimize duyduğumuz saygının bir göstergesidir. 

Egzersizi kilo vermek ya da kalori yakmak için değil, iyi hissettirdiği için yapmaya başladığımızda bedenimiz daha çok rahatlayacaktır. 

10) Kendinize iyi davranın ve sağlığınızı önceliklendirin: 

Sezgisel Yemenin son prensibi olarak bedenimize iyi hissettirecek seçimleri yapmamız önemlidir. Yalnız unutmamak gerekir ki sağlıklı olmak için mükemmel yiyecek seçimleri yapmamıza gerek yoktur. Sağlıklı olmanız belirli dönemlerde zararlı yiyeceklerle beslenmenizle ya da sürekli haşlanmış sebze yemenizle değil, uzun bir zamana yayılmış beslenme davranışlarıyla ilgilidir. Yediğimiz tek bir yiyecek ile kilo almamız ya da kilo vermemiz mümkün değildir.

Sonuç olarak bedenimiz bize ona iyi gelecek şeyleri söyler, bize düşen bu mesajları duymayı bilmek. İşte Sezgisel Yeme de bu lisanı öğrenmemizi sağlar. “Kendime iyi gelen şeyleri yiyorum” Bu bazen hamburger, bazen salata bazen de cips olabilir. 

Yiyecekler hakkındaki “kötü”, “yasak” gibi fikirlerimizi ortadan kaldırdığımızda ve kendimize izin verdiğimizde zaten bedenimiz için gerekli ve doğru seçimleri yaptığımızı görebiliriz. 

İyi beslenin iyi hissedin ve sağlıkla kalın 🙂

 

  • Kaynakça:

https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/493417

https://www.uplifers.com/sezgisel-beslenme-diyet-zihniyetini-reddeden-sezgisel-beslenmenin-10-temel-prensibi/

https://www.kardelencergin.com/sezgisel-yeme-nedir-10-prensip/

https://www.elele.com.tr/saglik/sezgisel-beslenme-nedir-sezgisel-beslenme-ve-10-temel-prensibi

https://www.pinardemirkaya.com.tr/sezgisel-beslenme-nedir/

 

Zeynep Ece Açıkgöz

Gazi Üniversitesi Beslenme ve Diyetetik Bölümü

3. Sınıf Temsilcisi

Bu Yazıyı Paylaş
Yorum Yap