BUGÜN DE TIKLANMA REKORU KIRIYORUZ (HEM DE SOSYAL TERÖR UĞRUNA)
!!!
‘’Merhaba arkadaşlar, kanalıma hoş geldiniz bugün yeni bir sosyal deneyle karşınızda
olacağım. Videoyu beğenip yorum yapmayı ve kanalıma abone olmayı unutmayın.’’
‘Sosyal deney’ adı altında insanları taciz etmek, vicdani değerlerine saldırmak ve psikolojik
baskı kurmak artık her an her yerde karşılaşabileceğimiz bir durum. Gündelik hayatınızda
arkadaşlarınızla vakit geçirirken, alışveriş yaparken, ders çalışırken, müzik dinlerken ve yalnızca
sokakta yürürken bile usulca yanınıza yaklaşıp aç olduğunu, takip edildiğini, şiddete maruz
kaldığını söyleyen insanlarla karşılaşmanız mümkün. Üstelik bu insanlara verdiğiniz geri
dönütle her an burnunuzun ucunda bir kamera ve mikrofonla da karşılaşabilir ve akşamına
kendinizi sosyal medya kanallarında görebilirsiniz.
Bugün Youtube’a sosyal deney yazdığınızda karşınıza onlarca video çıkacaktır. Üstelik bu
videolara atılan başlıklar da oldukça ilgi çekici. ‘İnsanlık öldü mü?’, ‘Yaralı asker’, ‘Kız bu gece
benim’, ‘Kadına taciz’… bu ve bunun gibi pek çok başlık sosyal deneycilerin toplumun nabzını
yoklamak(!) için yapmış oldukları çalışmaların
yalnızca birkaçı. Hepsinin içeriği ise tek bir ortak
paydada toplanıyor: toplumun nabzını ölçmek ve
vicdanlarına dokunmak!
Üstelik bunu yaparken topluma ne kadar zarar
verdiklerinin farkında olmaları bir kenara insanları
vicdanlı olmaya davet ettiklerini savunuyorlar.
Şöyle bir düşünelim; bir parkta arkadaşlarınızla oturmuş sohbet ediyorsunuz ve küçük bir kız
çocuğu yanınıza yaklaşıp biraz ilerdeki bir adamı gösteriyor ve bir süredir takip edildiğini
söylüyor. O an durumun getirmiş olduğu endişe ve panikle çocuğun işaret ettiği adama
hakaret ettiniz veya daha ileri gidip fiziksel bir müdahalede bulundunuz. Tam da bu sırada
kendinizi bir kamera ve mikrofon burnunuzun dibine sokulmuş ve bütün bunların yalnızca bir
sosyal deney olduğunu söyleyen enerjik, güler yüzlü ve kıpır kıpır biriyle karşılaştınız. Tebrikler
artık bir halk kahramanısınız! Duruma bir de farklı bir açıdan bakalım. Olay yine aynı olsun; bir
kız çocuğu yaklaşsın, takip edildiğini söylesin ama bu sefer siz durum karşısında bir an
panikleyin ve ne yapacağınızı düşünedurun. Tam da bu sırada hoop yine kameralar ama bu
sefer biraz daha ciddi ve sorgular bir bakışla karşı karşıyasınız. Üzgünüm siz artık toplumun
değerlerinden yoksun, korkak bir bireysiniz. Üstelik bu paylaşılan videoya aileniz,
arkadaşlarınız, öğretmenleriniz ve sevdikleriniz de kolayca erişebilecek ve artık durum daha
farklı bir boyuta ulaşabilecek. Oysa siz o an polisi aramayı düşünüyordunuz, siz de
korkmuştunuz ve paniklemiştiniz veya tepki vermeniz durumunda başınıza gelebilecekleri
düşünüyordunuz. Bütün bunlardan sonra artık gerçekten böyle bir durumla karşılaştığınızda
buna inanıp inanmama noktasında tereddütleriniz olacak ve belki de yine kandırıldığınızı veya
bir deneye maruz kaldığınızı düşüneceksiniz.
Artık nedenleri ve sonuçları düşünülmeksizin bu ve bunun gibi pek çok sosyal deney(!) sırf
sosyal medyada etkileşim sağlamak ve görünür olmak uğruna hayatımızın içinde yer alıyor.
Günümüz toplumunda internet erişimininin artık
bebeklerden yaşlılara varan her kesime hızla ve
kontrolsüzce yayıldığını da göz önünde
bulundurduğumuzda durumun ciddiyetinin farkına varmak
çok da zor olamayacaktır. Bilinçsizce yayılan bu videolara
kolayca ve gizli medya benlikleriyle yapılan yorumlara
baktığımızda ise insanları nasıl bir çatışma ortamına
sürüklediğini görebiliriz. Fakat bu gibi durumların
toplumda kopmalara ve çatışmalara yol açacağını göz ardı
etmemiz ne yazık ki topluma verilen zararı hafifletmiyor.
Bilinçli veya bilinçsiz maruz kaldığımız bu durumların toplum içerisinde açmış olduğu bu delik
giderek büyüyor ve derinleşiyor. Henüz sonunu göremesek de bu alanda bilinçli insanların
sayısının artması verilen zararı hafifletmek noktasında fayda sağlayacaktır.
Büşra Şimşek
Hacettepe Üniversitesi Sosyoloji 4.sınıf
Linkedln: https://www.linkedin.com/in/b%C3%BC%C5%9Fra-%C5%9Fim%C5%9Fek-16805b261
