Sosyal Medyanın Kullanımı: Birey ve Toplum Üzerindeki Etkileri
Sosyal medya, günümüzde Facebook, Twitter, Instagram, LinkedIn ve Google gibi platformlar bugün aşırı fazla kullandığımız iletişim ağlarıdır. Başlangıçta bu platformların yarar sağlamak amacıyla ortaya çıkmıştı. Örneğin, organ bağışçıları, kayıp aile üyelerini birbirlerini bulma gibi dünya çapında etkili bir rol oynuyordu. Bu sistemde her şey o kadar detaylı düşünülmüş ki gördüğümüz görsellerden, düzen ve renklere kadar kusursuz planlanmıştı. Hatta “beğeni“ ’tuşu, oluşturulmasında aslında olumlu düşünce ve sevgi yaymaktı ama yeteri kadar alınmadığı an bireyde psikolojik bir çöküş depresyon, bunalım, stres meydana gelmeye başladı. Bireyde kendini beğenmeme, yaşadığı hayatı, kıyafetini, bedenini beğenmeme oluşmasıyla kusursuzlaşmaya çalışma çabası ortaya çıkmıştır. Bunun etkisi önce içsel sonra toplumsal etki yarattı.
Sosyal medyanın olumlu ve olumsuz pek çok yönü bulunuyor ve bu etkiler gün geçtikçe artmaktadır.
Öncelikle, sosyal medyanın olumlu yönlerinden bahsedecek olursak;
Dünyanın bir ucundan diğer ucuna saniyeler içinde iletişim kurmamıza olanak tanıyor, böylelikle farklı kültürden insanlarla tanışıyoruz. Bu sayede bilgiye hızlı ve çeşitli bir şekilde ulaşabiliyoruz. Bireyler kendini daha özgür bir şekilde ifade ettiğini düşünüyorum.
Sosyal medyanın sunduğu önemli avantajlardan bir örnek olarak, doğal afet durumunda dayanışma ve yardımlaşma organize etmek sosyal medya sayesinde çok daha kolay hale geliyor.
Ancak, sosyal medyanın olumsuz etkileri de göz ardı edilemez.
İnsanların sürekli olarak “kusursuz” hayatlar sergileyen içeriklere maruz kalması, bireylerde özgüven eksikliği, depresyon ve stres gibi psikolojik sorunlara yol açabiliyor. Böylelikle toplumla olan ilişkileri zedeleniyor. Ayrıca, sosyal medya bağımlılığı günümüzün en büyük sorunlarından biri haline geldi. İnsanlar, sürekli ekran başında vakit geçirerek gerçek hayattaki ilişkilerini ihmal edebiliyor. Bunun yanında, siber suçlar ve kişisel bilgilerin kötüye kullanılması güvenlik endişelerini, kutuplaşma, yabancılaşma, karmaşa artırıyor. Yanlış bilgilerin yayılması ise toplumlar arası çatışmalara, kültür, gelenek ve görenek, toplumsal ahlak deformasyonuna ve iletişim kopukluklarına neden olabiliyor. Bu etkiler zamanla gerçekleştiği için fark edilmesi geç oluyor.
Olumsuzluklara örnek olarak da, tüketim çılgınlığıyla reklamlar ve influencer’lar sayesinde sürekli yeni ürün alma isteği, bazı böyle durumlarda dolandırıcılık ile maddi kayıplar yaşanması, küçük işletmelerin rekabet gücünün azalması.
Sonuç olarak, sosyal medya hem bireyler hem de toplum için hem büyük bir fırsat hem de önemli bir risk taşıyor. Bu platformların olumlu yönlerinden faydalanmak ve olumsuz etkilerini en aza indirmek için bilinçli bir kullanım şart. Sosyal medyanın bizi ele geçiren bir araç değil, yaşamı kolaylaştıran bir yardımcı olmasını sağlamalıyız.
Öykü Tuna
Sakarya Üniversitesi Sosyoloji Bölümü
2. Sınıf Temsilcisi