
Ülkelerin Sağlık Sistemleri ve Aralarındaki Farklar: Küresel Perspektiften Detaylı Bir İnceleme
Sağlık, bireylerin ve toplumların refah düzeyini belirleyen en temel unsurlardan biridir. Her bireyin doğuştan sahip olduğu bu hak, ülkelerin benimsediği sağlık sistemi modeliyle doğrudan ilişkilidir. Günümüzde sağlık hizmetlerinin sunumu, finansmanı, organizasyonu ve yönetimi ülkeden ülkeye farklılık göstermekte; bu da sağlık sistemleri arasında belirgin yapısal ve işlevsel farklılıkların ortaya çıkmasına neden olmaktadır.
Genel olarak sağlık sistemleri; kamuya dayalı, özel sektör ağırlıklı, sosyal sigorta temelli ya da karma yapılar olarak sınıflandırılabilir. Bu yazıda dünya genelinde öne çıkan bazı ülkelerin sağlık sistemlerini detaylı şekilde inceleyerek aralarındaki farklara ışık tutacağız.
İngiltere’nin sağlık sistemi, kamu finansmanı ve kamu hizmet sunumu üzerine inşa edilmiştir. National Health Service (NHS) olarak bilinen bu sistem 1948 yılında kurulmuş ve tüm vatandaşlara sağlık hizmeti sunmayı hedeflemiştir. Sistem, genel vergilerle finanse edilir ve hastalar hizmet alırken hiçbir ücret ödemez.
Almanya’da sağlık hizmetleri, çalışanların ve işverenlerin katkılarıyla oluşturulan zorunlu sağlık sigortası sistemiyle sunulur. “Bismarck Modeli” olarak bilinen bu sistemde, nüfusun büyük bölümü yasal sağlık sigortalarına kayıtlıdır. Sigorta fonları aracılığıyla hizmet alınır.
ABD’de sağlık sistemi, çoğunlukla özel sektör eliyle yürütülür. Zorunlu bir ulusal sağlık sigortası bulunmaz. Sağlık hizmetleri büyük oranda özel hastaneler ve özel sigorta şirketleri aracılığıyla sağlanır. Düşük gelirli bireyler için Medicare ve Medicaid gibi devlet destekli programlar mevcuttur.
Türkiye’de 2003 yılından itibaren uygulamaya konulan Sağlıkta Dönüşüm Programı, sağlık sisteminde ciddi değişiklikler yaratmıştır. Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) çatısı altında toplanan Genel Sağlık Sigortası (GSS) sistemi ile tüm bireylerin sağlık hizmetlerinden yararlanması hedeflenmiştir. Hizmet sunumu hem kamu hem özel sektör tarafından yürütülmektedir.
İsveç, sağlık hizmetlerini kamu eliyle sunan, vergi temelli ve bölgesel yönetimlere dayalı bir sistemle yönetir. Sağlık hizmetleri yerel yönetimlerin sorumluluğundadır. Vatandaşlar hizmetlerden düşük katkı payları ile yararlanır.
Japonya’da her bireyin sağlık sigortasına sahip olması yasal bir zorunluluktur. Sistem karma bir yapıya sahiptir: hem kamu hem özel sigorta fonları mevcuttur. Sigorta kapsamında her birey düşük bir katkı payı ödeyerek hizmet alabilir.
Dünya genelinde sağlık sistemleri; ülkelerin sosyal, ekonomik, kültürel ve demografik yapısına göre şekillenmiştir. Bu nedenle her ülkenin uyguladığı sistemin avantajları kadar dezavantajları da vardır. Sağlık sistemlerinde asıl önemli olan; hizmete erişimin eşitliği, kalitenin sürdürülebilirliği ve finansal sürdürülebilirliktir.
Tüm ülkeler için ideal sistem; hem hizmete hızlı erişim sağlarken hem de bireyleri finansal zorluktan koruyan, hasta memnuniyetini artıran, önleyici sağlık hizmetlerine önem veren ve sağlık çalışanlarının motivasyonunu gözeten bir yapı olmalıdır. Bu hedefe ulaşmak ise sürekli güncellenen politikalar ve çok yönlü iş birliğiyle mümkündür.
Zekeriya Umut Mercan
Sivas Cumhuriyet Üniversitesi Sağlık Yönetimi Bölümü
2. Sınıf Temsilcisi
eline sağlık