Herkese kocaman merhaba bu hafta size müthiş taktikli üniversitenin kapılarının sadece derslerden açılmadığını anlatacağım blog yazımla karşınıza geldim.
Bu içerikte tek solukta okuyabileceğiniz yazıya başlamadan önce sizden bir şey istiyorum. O da zihinlerinizi bu karmaşık yolculuğa hazırlamak. Eğer tamamsa şimdi kemerlerini bağla ve dilediğince gaza bas çünkü hızlandıkça zihnimdeki yolculuğun derinleşecek!
Öncelikle hepimizin bildiği bizden önceki dönemlerin anlattığı kültleşmiş bir üniversite hayatı anlatırlar. Evet, çoğu doğrudur. ”Şu hocayla çok fazla münakaşaya girme ya da şu hoca şöyle kırık not verir, derslerini geçemezsiniz.” gibi gibi çoğaltabiliriz. Üniversite hayatının aslında sadece derslerden ibaret olmadığını ileriki süreçlerde kampüsü tanıyarak anlamaya başlarsınız. İşte, zihnini inşa eden noktalardan biri. Tabi okuldaki var olan topluluklar pozitif etkiyi verse de asıl önemli olan içimizde bir parça bizi güdüleyen ‘ben kendimi diğer insanlardan farklı kılarım?’ anlayışının hakim olmasıdır.
Yavaş yavaş önümüzdeki sisleri aralamaya başlıyoruz. Ne dersiniz? 🙂
Aslında kendini nasıl geliştirebilirsin sorusu her tarafa çekilebilir. Mesela arkadaş anlamında mı, iş anlamında mı, kariyer anlamında mı, yetkinlik anlamında mı gibi başlıklara bölebiliriz. Ama dikkat çekeceğim nokta yetkinliklerimiz olacak!
Evet bu oldukça çeşitlenebilir ayrıca bireye özgünlük, özverili olmanın verdiği edayı taşımasına ikna edecek durum! Dünya değişiyor, gelişiyor ve geride kalanlar tıpkı Darwin‘in zayıf-güçlü teoreminin gerçek halini kapitalist dünyadaki yansımasını görüyoruz. Tabii daha da ileride görmeye devam edeceğimizden şüphe yok.
Öncelikle her şey zihnimizde diyerek özgüven sahibi ve kendine güvenmenin aslında bu dünyada en doğal ve içten bir yetkinlik olduğunu belirtebilirim. Var olduğun üniversitede var olan topluluklarla ya da ilgi duyduğun ya da ben burada bunu başarabilirim özgüveni getirmelisin.
Bir sonraki işin cidden kolay! Bölümünle alakalı ya da değil, ilgi duyduğun -burası çok önemli- ilgi duyduğun noktaya odaklanmalısın. Belki istediğin bölümü okumuyorsundur ancak bölümünü sevme inancı doğmuştur ve sen bunu başka disiplinlerden öğrendiklerini birleştirmek isteyebilirsin.
Okulunun sitesini takip et! Okulunun var olan işbirlikleri çeşitli kooperatifler ve kamu kuruluşları ile anlaşmalar sağlanarak gerek öğrenci gerek öğretmen nezdinde çeşitli imkanlar sunarlar. Bunları kovalamaktan çekinme.
Hocalarının var olan çalışmaları ve makaleleri varsa onları incele! Sadece ders dinleyerek okula gelmekten ziyade sana ders veren kişinin biyografisine hakim olmak gerekir. Ve bu sana hem tanınırlık katar hem de hocanla ileride işbirliğine dayanan bir proje çalışmasına ilerletebilir.
Günümüz dünyasında aslında çoğu şeye çok kolay erişiyoruz mesela e-kitapların çıkması, makalelere olan erişim, çeşitli platformların uygun öğrenci dostu bütçeyle eğitim düzenlenmesi büyük imkan sağlıyor.
Peki nedir bu alternatif kaynaklar?
Sana gönülden tavsiye edebileceğim şu anda sitesine yazı yazmakta olduğum Etkin Kampüs! Üniversite öğrencisiyken fakültenin temsilcisi olup kendine okul süresince oldukça fazla şey katabilir ya da yalnızca eğitimlerine& etkinliklerine katılabilirsin. Buraya tıklayarak var olan etkinlikleri inceleyebilirsin.
Ve geldik aslında sizi her şeyden önce öne atan yetkinliklerimizi daha da kuvvetlendiren noktalardan aslında Türk gençliğinin yaklaşık 10 senelik zorluğun çabası ‘dil’ tabii ki! Evet artık İngilizce bilmek caydırıcı bir özellik değil. Avrupa dillerinden en azından birini öğrenmek ve beraberinde aslında şu an revaçta olan doğu dillerini öğrenmek oldukça yüksek avantaj sağlayacaktır.
Son olarak; şu sözlerle bitirmek istiyorum. Değişiklik asında var olan bu dünyada gözlemlediklerimizi zihinde dallanmış bir dönüşümle başlar. En başında dediğim gibi aslında kendine güvenmek yetkinlik kazandırmayı büyük açıdan zenginleştirir. Öğrenmekten, merak etmekten ve araştırmaktan asla ama asla vazgeçme!
Bir sonraki blog yazımda görüşmek üzere! Eğer eklemek istediğin ya da yazmamı istediğiniz bir konu varsa benimle iletişime geçmeyi unutma!
Tuğba Can
Bursa Uludağ Üniversitesi Hemşirelik Bölümü 4.sınıf
yazar gibi güzel bir yazı olmuş devamını bekleriiz
Yine bir konuda daha hayat ışığımız oldun.