fbpx

Yapay Zeka, Ergenlerde Depresyonu Tahmin Etmeye Yardım Edebilir mi? 

Yapay Zeka, Ergenlerde Depresyonu Tahmin Etmeye Yardım Edebilir mi? 

Çocuk ve ergen psikiyatrisinde yapay zekanın kullanımını ele alan bir makale üzerinden bilişsel çarpıtmalar ile depresyon arasındaki dinamik ilişkiyi ve bu modellerin nasıl uygulandığını inceledim. Ayrıca konunun daha iyi anlaşılmasını sağlamak amacıyla bazı şemalar oluşturdum. Edindiğim bilgileri sizlerle de paylaşmak isterim. Keyifli okumalar! 

Sosyal medya, günümüz gençlerinin duygu ve düşüncelerini en yoğun şekilde paylaştıkları alanlardan biri haline geldi. Her bir tweet, Instagram paylaşımı ya da TikTok videosu, gençlerin iç dünyasına dair küçük ipuçları sunabiliyor. 

Peki, bu paylaşımlar bize gençlerin ruh sağlığı hakkında ne anlatıyor? Yapay zeka, sosyal medya içeriklerini analiz ederek ergenlerde depresyon riskini önceden tahmin edebilir mi? Hadi bu soruyu bilişsel çarpıtmalar ve yapay zeka modelleri üzerinden inceleyelim! 

Bilişsel Çarpıtmalar: Zihnimiz Bize Oyun Oynuyor Olabilir mi? 

Bilişsel çarpıtmalar, zihnimizin olayları gerçekçi olmayan bir şekilde yorumlama eğilimidir. Olumsuz duygu ve düşünceler, depresif bir zihinsel duruma yol açabilmesinin yanı sıra bilişsel çarpıtmaların oluşmasında da büyük rol oynar. 

Örneğin ergenlik dönemindeki bir genç, “Kimse beni sevmiyor.” diye düşünebilir. Bu, olumlu olayları görmezden gelerek yalnızca olumsuzlara odaklanma anlamına gelen zihinsel filtreleme çarpıtmasını yansıtır. 

“Her zaman başarısız oluyorum.” düşüncesi de aşırı genelleme bilişsel çarpıtmasına bir örnektir. Yani tek bir olumsuz deneyimden yola çıkarak hayatının tamamını başarısızlıkla ilişkilendirir. Eğer bir genç, sosyal medya paylaşımlarında sık sık “Kimse beni anlamıyor.” veya “Annem beni sevmiyor.” gibi ifadeler kullanıyorsa bu tür bilişsel çarpıtmalar depresyon geliştirme riskini artırabilir. Peki, yapay zeka bu tür çarpıtmaları nasıl tespit edebilir? 

Yapay Zeka ve Depresyon: BERT Modeli Nasıl Çalışıyor? 

Yapay zeka, sosyal medya içeriklerini analiz ederek depresyon belirtilerini tahmin etmede oldukça etkili olabilir. BERT (Bidirectional Encoder Representations from Transformers) gibi derin öğrenme modelleri, metin analizi yaparak bilişsel çarpıtmaları tespit ederek depresyon riskinin yordanmasına yardımcı oluyor. Yani yardımcı görevimiz bilişsel çarpıtma tespiti ile ana görevimiz depresyon riski tespitini yapabiliyor. BERT modeli bu şekilde gençlerin ruh halini anlamaya çalışıyor.

BERT nasıl çalışır? 

Dil analizi: Gençlerin sosyal medya paylaşımlarındaki kelime seçimleri, cümle yapıları ve duygu ifadeleri analiz edilir. 

Çarpıtma tespiti: Bu paylaşımlar içinde yer alan bilişsel çarpıtmalar tespit edilir ve depresyon riski belirlenir. 

Erken uyarı: Bu model, depresyon belirtilerini erken dönemde fark ederek psikologlara ya da aile üyelerine yardımcı olmak için bir uyarı sistemi oluşturur. 

BERT gibi yapay zeka modelleri, gençlerin ruh halini analiz ederek depresyonu önceden tespit etmeye çalışır. Bu erken teşhis, profesyonel yardım almayı kolaylaştırabilir. 

Sosyal Medyada Depresyon Belirtileri: Yaş Gruplarına Göre Değişiyor mu? 

Araştırmalar, depresyon belirtilerinin yaşa göre değiştiğini ortaya koyuyor: 

Gençlerde depresyon daha çok kimlik ve ilişki sorunları üzerinden gelişiyor. “Kimse beni anlamıyor.” ya da “Annem beni sevmiyor.” gibi ifadeler, ergenlerde sıkça rastlanan depresyon belirtileridir. Yetişkinlerde ise iş, gelecek kaygısı ve ilişki problemleri gibi daha geniş çaplı bilişsel çarpıtmalar ön plana çıkar. 

Örnek: 

Ergenlerde: “Kimse beni anlamıyor.”, “Arkadaşlarım hep dışlıyor.” gibi paylaşımlar. 

Yetişkinlerde: “Hayatımda hiçbir şey yolunda gitmiyor.”, “Herkes başarısızlığımı görüyor.” gibi daha geniş düşünce hataları. 

Bu tür ifadeler, sosyal medya paylaşımlarındaki depresyon riski hakkında bize önemli ipuçları sunuyor. 

Yapay Zeka Ruh Sağlığımızı Koruyabilir mi? 

Sosyal medya platformları, yapay zeka destekli psikolojik analizler aracılığıyla gençlerin ruh sağlığını koruyabilir mi? Örneğin, bir genç sürekli olumsuz paylaşımlar yapıyorsa sistem bunu fark edip bir uzmana yönlendirebilir mi veya bir sosyal medya platformu, bireylere kendi bilişsel çarpıtmaları hakkında geri bildirim sunarak erken dönemde depresyon riski taşıyan kişilere yardımcı olabilir mi? 

Bu soruların yanıtları etik tartışmalarını da beraberinde getiriyor. Yapay zeka, kişisel verileri analiz ederken mahremiyet ve güvenlik açısından bazı riskler taşıyor ancak doğru kullanıldığında erken

teşhis ve destek mekanizmaları açısından büyük fırsatlar sunabilir. Örneğin bir sosyal medya platformu, bir kullanıcısının sürekli olumsuz paylaşımlar yaptığını fark ettiğinde sistem otomatik olarak “Bir şeyler doğru gitmiyor gibi görünüyor, profesyonel yardım almak ister misiniz?” şeklinde bir bildirim gönderebilir. 

Sonuç: Gelecekte Ruh Sağlığımızı Yapay Zeka mı Koruyacak? 

Bu yazıda, yapay zekanın bilişsel çarpıtmaları analiz ederek depresyon riskini tahmin etme potansiyeline dair genel bir bakış sunduk ancak bu teknolojinin kullanımında etik sorular ve mahremiyet endişeleri de göz önünde bulundurulmalıdır. Yapay zekanın doğru bir şekilde uygulandığında kişilerin ruh sağlığına önemli katkılar sağlama potansiyeli taşıdığı açık. 

Kaynakça: 

https://www.frontiersin.org/journals/public-health/articles/10.338 9/fpubh.2022.1045777/full

İclal Çoker  

Marmara Üniversitesi Eczacılık Bölümü

3. Sınıf Temsilcisi

Bu Yazıyı Paylaş
1 Comments
  1. hanne kılavuz

    çok güzel ve ilgi çekici bir konu, ellerine sağlık 🤍

Yorum Yap