Yaratıcı Düşünme Nedir?
Yaratıcı düşünme günlük hayatımızdan iş ve özel hayatımıza kadar birçok yerde ihtiyaç duyduğumuz bir konudur. İş ve yaşamda karşılaştığımız neredeyse birçok sorunu çözmek için; yenilikçi çözümlerden, yanal düşünmeden ve özgün fikirlerden yararlanırız. Bazen bir konu üzerine saatlerce düşündüğümüz olur ve yine de saatlerce aklımıza herhangi bir fikir gelmez. Beklediğimiz, istediğimiz ‘o’ fikir zihnimizde oluşmaz. Öte yandan harika fikirlerin birçoğunun da benzer bir yaratıcı sürecin sonucunda ortaya çıktığını görürüz.
Peki bunun bir sırrı var mıdır? Aşağıda sıraladığımız 4 adımı hayatınızda uygulayarak yaratıcı olmayı öğrenebilirsiniz. Fakat bu yaratıcı düşünmenin kolay olduğu anlamına gelmez. Yaratıcı düşünme özelliğinizi ortaya koymak, cesaret ve uzun süreli pratik gerektirir. Bu 4 adımlı yaklaşım, yaratıcı sürecin farkına varmanıza ve yaratıcı düşünme becerinizin ortaya çıkması için yol bulmasını sağlayacaktır. İşte yaratıcı düşünmek için 4 adım!
Yaratıcı Düşünmek için 4 Adım!
1.Yanal Düşünme
Yanal düşünme, doğal, mantıksal ve matematiksel düşünme biçimine karşı geliştirilmiş alternatif düşünce biçimidir. Özetle yanal düşünme (Lateral Thinking), karşılaştığımız sorunlar karşısında geleneksel yöntemlerin dışına çıkmaktır. Bu düşünce tekniğini kullanırken, çözüme ulaşmak için acele edilmez. Adım adım yürütülen bu süreçte alternatif yollar düşünülür.
Örneğin elektrik faturanız biraz fazla geliyorsa en kestirme çözüm, ihtiyaç duymadığınız ampulleri söndürmektir. Yanal düşünme ile bunun yerine aşırı güç tüketen ışıklandırma ve ev aletlerini, enerji tasarrufu yapanlarla değiştirebilirsiniz. Aynı zamanda yanal düşünme “Benim buna gerçekten ihtiyacım var mı?” sorusunu sormanızı da sağlar.
2.Zihninizi Akışa Bırakın
Zihnimizin içerisinde yığınla düşünce varken kendimizi akışa bırakmak hiç de kolay değildir. Fakat zihni akışa bırakmak, aklınıza gelen tüm düşüncelerin akıp gitmesine izin vermektir. Onlara sıkı sıkı bağlanıp, tüm gününüzü o düşüncelere ayırıp karalar bağlamamaktır. Bir düşünceye takılı kaldığımızda çoğunlukla hep başa sararız ya da hayatımız ilerlemez orada tıkanır. Yeni fikirler üretebilmek, düşüncelerimizin çeşitlenebilmesi, dahası yaratıcı düşünebilmek ve hayatımızın devam edebilmesi için kendimizi zihnimizin akışına bırakmalıyız. Zihninizin akışına güvenmek aynı zamanda ilhamımızı da arttıracaktır.
Rose Zacks ve Mareike Wieth tarafından yapılan bir araştırmaya göre en yaratıcı fikirlerin, günün en yorgun olduğumuz anlarında ortaya çıkabiliriz. Bu durumda sabahları erken uyanan biriyseniz, uykunuzun bastırdığı gece saatleri yaratıcı düşüncelerin ortaya çıkacağı en ideal zaman dilimi olabilir.
Daniel Levitin ise “Daha üretken ve yaratıcı olup, enerjiyi de verimli kullanmak istiyorsanız günü dilimlere bölüp belirli aktiviteleri sadece kendine özgü diliminde gerçekleştirin.” diyor. Örneğin, sosyal medyanın tüm gününüzü esir almasına ve dikkatinizi dağıtmasına izin vermeyin; günün belirli saatlerinde kontrol edip, geri kalan zamanda uzak durun.
3.Yenilikleri Deneyimleyin
Güzel fikirler üretebilmek için dünyaya ve yaşama bakışımızı genişletmeli ve farklılaştırmalıyız. Bunun için en iyi seçeneklerin başında yeni deneyimlere açık olmak gelir. Bilmediğiniz bir konuda kurs almak, yabancı bir dil öğrenmek, hafta sonları arkadaşlarınızla doğa yürüyüşüne katılmak ya da kamp yapmak, bir enstrümanla uğraşmak, farklı görüşlere sahip insanların kitaplarını okumak ya da konser ve sergi gibi kültürel aktivitelere katılmak hayatın hiç bilmediğiniz yönleriyle tanışmanızı sağlayabilir.
Belki de hiç sevmediğiniz bir şeyi sevmenizi sağlayacak dahası kendinizi keşfetmenizi de sağlayacaktır. Aynı zamanda başkaları konuşurken cevap vermeyi ya da muhabbete katılmayı beklemek yerine, zihni bu telaştan uzaklaştırıp sadece dinleyin. Bunu yaptıkça yeni deneyimlere daha açık hale gelirsiniz. Sıra size geldiğinde ise söyleyeceklerinizin değiştiğini, zihninizde kayıtlı olan bilgileri sunmaktansa farklı bir bakış açısıyla harekete geçip daha yaratıcı fikirler üretmeye çalıştığını görebilirsiniz.
4.Kitaplarla Yakın Arkadaş Olun
“Kitaplar en iyi arkadaşınızdır.” sözünü birçok kez duymuşsunuzdur. Kitap okuma alışkanlığınız olsun ya da olmasın belirli aralıklarla kitap okudukça farklı dünyalara adapte tanık olur ve zihnimizde birçok farklı pencere aralarız. Bu da zihin dünyamızı genişletir ve analitik, duygusal ve sosyal zekamıza daha önce düşünmediğimiz konuları düşünmemizi sağlar.
Yaratıcı Beyin
Yaratıcı Beyin deyince popüler nörobilim yazılarının önemli isimlerinden David Eagleman’ın “The Creative Brain (Yaratıcı Beyin)” filmini paylaşmadan olmaz!
Eagleman belgeselde yaratıcı düşünmenin kökenleri üzerine bir yolculuğa çıkıyor. Yaratıcılığımızı arttırmaya yönelik tavsiyelerin yer aldığı belgeselde Eagleman, yaratıcılığımızı artırmanın yollarına dair keşfettiklerini izleyiciyle paylaşıyor.
Belgesel için buraya tıklayınız!
Şu yazılar da ilgini çekebilir;
https://www.etkinkampus.com/zihin-tikanikligi-sendromu-writers-block/2021/05/03/
https://www.etkinkampus.com/ingilizcenizi-gelistirebilmeniz-icin-7-ucretsiz-kurs/2021/05/01/
https://www.etkinkampus.com/duygusal-dayaniklilik-nasil-arttirilir/2021/04/28/