
Yeme Bozukluklarında Beslenme ve Psikoloji – Diyet İlişkisi
Yeme bozuklukları, bireyin beslenme alışkanlıklarını ve genel sağlığını derinden etkileyen psikolojik rahatsızlıklardır. Anoreksiya nervoza, bulimiya nervoza ve tıkınırcasına yeme bozukluğu gibi durumlar, yalnızca fiziksel sağlığı değil, aynı zamanda psikolojik durumu da ciddi şekilde etkileyebilir. Bu yazıda akademik kaynaklardan elde edilen bilgiler ışığında, yeme bozukluklarında beslenme, psikoloji ve diyet arasındaki ilişkiyi ele alacağız.
- Yeme Bozuklukları ve Psikolojik Faktörler
Yeme bozuklukları, genellikle kaygı, depresyon, düşük benlik saygısı ve travmatik deneyimler gibi psikolojik faktörlerle ilişkilidir.
Yapılan araştırmalar, yeme bozukluğu olan bireylerin büyük bir kısmında obsesif-komplesi bozukluk ve depresyon belirtileri görüldüğünü ortaya koymaktadır (Fairburn & Harrison, 2003).
Anoreksiya nervoza hastalarının beyinlerinde ödül mekanizmasının farklı çalıştığı, bu yüzden açlık hissini bastırdıkları belirlenmiştir (Kaye et al., 2009).
Bu veriler, yeme bozukluklarının sadece fiziksel bir sorun olmadığını, aynı zamanda ciddi psikolojik bileşenler içerdiğini göstermektedir.
- Yeme Bozukluklarında Diyet ve Beslenme İlişkisi
a) Anoreksiya Nervoza ve Beslenme
Anoreksiya nervoza, bireyin kalori alımını kısıtlaması, aşırı kilo kaybı yaşaması ve beden algısında bozulma görülmesi ile karakterizedir.
Beslenme riskleri:
Yetersiz protein ve yağ alımı nedeniyle kas kaybı ve bağışıklık sistemi zayıflaması görülür.
B12 ve demir eksikliği, beyin fonksiyonlarını ve ruh halini olumsuz etkileyebilir.
Anoreksiya nervoza hastalarında kemik yoğunluğu kaybı ve hormonal dengesizlikler sıklıkla görülmektedir (Misra et al., 2004).
b) Bulimiya Nervoza ve Beslenme
Bulimiya nervoza, aşırı yeme ve sonrasında kusma, laksatif kullanımı veya aşırı egzersiz gibi telafi davranışları ile karakterizedir.
Beslenme riskleri:
Sürekli kusma, elektrolit dengesizliği ve kalp ritmi bozukluklarına yol açabilir.
Magnezyum ve potasyum eksikliği, anksiyete ve depresyon belirtilerini şiddetlendirebilir.
Bulimiya hastalarının beynindeki ödül mekanizmalarının değiştiği ve bu durumun aşırı yemek yeme dürtüsünü artırdığı belirlenmiştir (Frank et al., 2012).
c) Tıkınırcasına Yeme Bozukluğu ve Duygusal Yeme
Tıkınırcasına yeme bozukluğu, bireyin kontrolsüz şekilde aşırı yemek tüketmesi, ancak bunu telafi edici bir davranışta bulunmaması ile tanımlanır.
Beslenme riskleri:
Yüksek karbonhidrat ve şeker tüketimi, insülin direnci ve obezite riskini artırabilir.
Aşırı yemek sonrası suçluluk duygusu, anksiyete ve depresyonu tetikleyebilir.
Duygusal yemenin dopamin seviyelerinde dalgalanmalara neden olduğu ve bağımlılık benzeri bir etki yarattığı gösterilmiştir (Gearhardt et al., 2011).
- Yeme Bozukluklarında Beslenme ve Psikoloji Arasındaki İlişki
Beslenme, sadece fiziksel sağlığı değil, aynı zamanda zihinsel dengeyi de etkileyen önemli bir faktördür. Yeme bozukluğu olan bireyler için bazı beslenme ve psikoloji temelli yaklaşımlar şunlardır:
a) Dengeleyici Beslenme Planı
Dengeli makro ve mikro besin alımı, vücut dengesini korumada yardımcı olabilir.
Düzenli ve yeterli beslenme, yeme krizlerini önleyebilir (Smith et al., 2015).
b) Duygusal Yeme ile Başa Çıkma Stratejileri
Bilişsel Davranışçı Terapi (CBT) yöntemleri, duygusal tetikleyicileri belirlemeye ve alternatif başa çıkma yolları geliştirmeye yardımcı olabilir (Fairburn, 2008).
Farkındalık temelli beslenme aşırı yemek yeme alışkanlıklarını azaltabilir (Kristeller & Wolever, 2011).
c) Vitamin ve Mineral Takviyeleri
Omega-3 yağ asitleri, depresyon belirtilerini hafifletmeye yardımcı olabilir (Grosso et al., 2014).
B12 vitamini ve demir takviyesi, enerji seviyelerini artırarak depresyon ve anksiyete belirtilerini azaltabilir (Sarris et al., 2015).
Sonuç
Akademik kaynaklarda yapılan araştırmalar, yeme bozukluklarının yalnızca beslenme alışkanlıklarından değil, aynı zamanda psikolojik faktörlerden de güçlü bir şekilde etkilendiğini göstermektedir. Bu nedenle, multidisipliner bir yaklaşım ile bireyin hem fiziksel hem de psikolojik sağlığını destekleyen çözümler geliştirilmelidir.
Eğer siz de yeme bozukluğu ile mücadele ediyor veya bu konuda destek almak istiyorsanız, bir uzman diyetisyen ve psikolog ile görüşmeniz faydalı olabilir.
Kaynaklar:
- Fairburn, C. G., & Harrison, P. J. (2003). Eating disorders. The American Journal of Psychiatry. (PubMed)
- Kaye, W. H., Fudge, J. L., & Paulus, M. (2009). New insights into symptoms and neurocircuit function of anorexia nervosa. Nature Reviews Neuroscience. (JSTOR)
- Misra, M., Aggarwal, A., Miller, K. K., & Klibanski, A. (2004). Effects of eating disorders on bone metabolism. The Journal of Clinical Endocrinology & Metabolism. (Academia.edu)
- Frank, G. K., Shott, M. E., Riederer, J., & Pryor, T. L. (2012). Altered structural and effective connectivity in anorexia and bulimia nervosa in circuits that regulate energy and reward. The Journal of Neuroscience. (PubMed)
- Gearhardt, A. N., Corbin, W. R., & Brownell, K. D. (2011). Food addiction: An examination of the diagnostic criteria for dependence. The International Journal of Eating Disorders. (JSTOR)
Hayriye Aslan
Sanko Üniversitesi Beslenme ve Diyetetik Bölümü
2. Sınıf Temsilcisi
Diyetisyenlerin mesleki gelişimine katkı sağlayacak, gerçek vaka analizleriyle bilgi ve deneyim kazandıracak Vakalarla Diyetisyen Zirvesi seni bekliyor! Alanında uzman isimlerden ilham al, vaka incelemeleriyle pratik bilgilerini güçlendir ve mesleğinde fark yarat. Bu eşsiz zirvede yerini almak için hemen kaydol! 🚀✨