
Yeme bozukluğu bireyin sağlığını bozacak derecede aşırı fazla veya aşırı az beslenme biçimidir. Psikolojik bir rahatsızlık olarak tanımlanmaktadır. Ciddiye alınmadığı takdirde büyük sorunlara sebep olabilir. Kesin bir nedeni olmamakla birlikte psikolojik ve duygusal kaynaklıdır. Kişinin kendi bedeni ve beslenme biçimiyle olan ilişkisinin bozulmasıdır. Bu durumda olan kişiler beslenme aktivitelerini maximum düzeyde kısıtlar veya artırır. Yeme davranışlarının kontrolünü psikolojik rahatsızlıklarının gölgesinde kaybederler. Genellikle sosyoekonomik durumu yüksek kadın bireylerde görülmektedir.
Yeme bozukluğu genellikle adölesan dönemde başlayarak seyreden ciddi bir beslenme rahatsızlığıdır. Psikolojik, sosyokültürel, biyolojik birçok etkisi olabilir. Yeme bozukluğu genel popülasyon bazında bakıldığı zaman nadir görülen bir durumdur. Toplum içinde en sık 15-19 yaş arasındaki genç kızlarda görülmektedir.
Yeme bozukluklarının sebepleri arasında sosyal medya ve çevre veya aile baskısı büyük oranda yer almaktadır . Sosyal medya ve akran zorbalığı etkisiyle zayıf olmayan insanlar yalnızlığa itilmiş, güzellik algısı zayıflıkla ilişkilendirilmiş böylelikle toplumda zayıf olmayan bireylerin çirkin ve sağlıksız olduğu kanısı yayılmıştır. Ergenlik döneminde normal seyreden kilo artışı adölesanlar arasında kaygı artışına sebep olmuş, beğenilme güdüsü oluşarak kişi bedenine düşman kesilmiştir. Güzellik algısı ve sosyal medya şişmanlıktan oldukça korkan bir nesil ortaya çıkarmıştır. Zayıf olmanın yolunun besin tüketmemekten geçtiğini düşünen bireyler psikolojik olarak yeme bozukluğuna kapılmıştır. Anoreksiya nevroza denilen ileri derecede yeme bozukluğu yaşayan kişiler diyet yaptığını düşünerek çok az besin tüketmekte, beraberinde besin malnütirasyonuna ve anormal derecede zayıf vücut ağırlığına sahip olmaktadır. Oysa diyet bireyin sağlıklı bir yaşama biçimine sahip olması amacıyla beslenmesini dengeli ve düzenli bir hale sokulmasıdır. Kişinin her besinden belirli miktarlarda tüketerek zayıflaması gerekmektedir. İdeal kilonun fazlasıyla altına düşüldüğü halde hasta kendini hala şişman olarak görmekte ve yemek yememesi gerektiğini düşünmektedir.
Duygusal travmalar, yemek yeme yetisinin başkası tarafından kısıtlanması da bu hastalığa sebep olabilir. Bazı zamanlarda kısıtlama yaşamış birey duygusal olarak bu zamanları dolduracağını düşünerek anormal derecede yemek yemekte bu ise yeme bozukluğuna devamında ise aşırı kilo artışıyla obeziteye yol açmaktadır. Bu hastalığın erkek çocuklarında görülme oranı çok düşüktür. Her bin genç kızdan birinde görülmektedir. Beden memnuniyetsizliği ve düşük özsaygıya sahip olan bireyler bu psikolojik rahatsızlığa yakalanmaktadır.
Diğer sebepleri ise yemek vakitlerinin düzenli olmayışı,aileden ve çevreden bedeni hakkında olumsuz eleştiriler almak, dış görünüşünden dolayı akran zorbalığına uğrayarak özsaygısını yitirmesi olabilir.
Bu hastalığa sahip kişiler bedeniyle barışmalı.Rahatsızlığını psikolog yardımıyla aşmalı, beslenme şeklini bir diyetisyen eşliğinde düzeltmelidir.
EtkinKampüs, üniversite öğrencilerine yönelik düzenlediği etkinliklerle sadece akademik değil, aynı zamanda mesleki ve kişisel gelişimlerine katkı sağlıyor. Etkin Kampüs’ün öğrencilere sunduğu fırsatlar, onların alanlarındaki potansiyelini en üst düzeye çıkarmalarına yardımcı oluyor.
Kampüs temsilciliği hakkında detaylı bilgiye erişmek için tıklayın.
Tüm etkinliklere ulaşmak için tıklayın.
YAZAR:
Esmanur Balıkçı
Erciyes Üniversitesi Beslenme ve Diyetetik 2.sınıf
Linkedln
KAYNAKÇA:
https://pubmed.ncbi.nlm.nih.gov/22644309/
https://pubmed.ncbi.nlm.nih.gov/33399645/
https://pubmed.ncbi.nlm.nih.gov/23703051/
https://www.cerrahi.com.tr/yeme-bozuklugu-nedir-nedenleri-belirtileri-ve-tedavisi/99/1187/