Zihin Tıkanıklığı Sendromu: Writer’s Block
Herkesin hayatında bir şeyler yazmak zorunda olduğu dönemler vardır ve yazma eylemi sadece edebi konular üzerine ya da bir fikir üzerine olmak zorunda değildir. Okuduğunuz makalenin özetinden ders raporlarına, toplantı detaylarından akademik maillere kadar kelimeleri kullandığınız her alan bu sürece dahildir. Ancak bazen ister bu yazma işini severek yapın isterseniz bilgisayar başına zorla oturun fark etmez. Ekrana boş boş baktığınız dönemler gelir. Peki biz size halk arasında “Ay basiretim bağlandı galiba yaa…” durumunun bir sendrom olduğunu hatta bir adının bile olduğunu söylesek? İsim soy isim yazma kısmında bile tıkandığınız bu durumun adı Writer’s Block Türkçe anlamı ise yazar tıkanıklığı.
Peki nedir bu Writer’s Block ?
Writer’s Block, bir şeyler yazma kısmında kelimelerin zihninizden akıp gitmediği ya da düşüncelerinizi bir türlü amaca göre toparlayamamanız olarak açıklanabilir. Boş boş Word ekranına bakıp ay ne desem ki diye düşündüğünüz odaklanmak için fincan fincan kahveler yaptığınız, tütsü yaktığınız en son yok olmayacak diye bilgisayarı kapattığınız o lanetli sürecin literatürdeki adı. Şunu biliyoruz ki bir sorunun gözle görülür belirtileri ve net bir adı varsa çözümü de olmalı. Biz de size bugün bu süreci nasıl deadline geçirmeden, en az hasarla atlatabileceğiniz adına tüyolar vereceğiz.
Yalnız olmadığınızı bilin!
Öncelikle bu tıkanıklığın sizin yazma becerinizin yeterince iyi olmamasından kaynaklandığı düşüncesini kafanızdan atın. Yazı yazmak zorlu bir zihin sürecidir ve var olan dünya koşullarında ne yazık ki zihnimizin odağını her zaman istediğimiz yerlere çekemeyebiliriz. Sürekli bilgisayar başından kalkma zorunluluklarınızın olması ve diğer görevlere yetişme telaşının sizin eksikliğiniz olmadığından emin olun. O ilham her istediğimizde gelmiyor işte bu durumda kendinizi suçlamanın ne yararı vardır ki? Tolstoy, Virginia Woolf, J.K. Rowling ve şarkı sözü yazarı da olan Adele gibi yazdığı her cümleye hayran bırakan tanınmış yazarların da Writer’s Block sendrom sürecini defalarca yaşadığı bilinmektedir.
Ara vermek bazen iyi gelir.
Derin bir nefes alın ve bilgisayarı kapatın. Masadan birkaç günlüğüne uzaklaşın başınızı iki elinizin arasına alıp oturmak düşüncelerinizin birbirine girmesinden başka bir şeye yaramayacağını kabullenin. Yeni bir mini diziye başlayın, sosyal medyada dolanın, yeni yemek tarifleri deneyin ama yazmak zorunda olduğunuz konu üzerine düşünmeyin ve bu durumu kendinize dert etmeyin. Odağınızı dağıtmak geri döndüğünüzde ekrana daha farklı bakmanız için oldukça önemli olacaktır.
Sadece yazın!
Konunun ne olduğunun içeriğin hiçbir önemi olmadan yazın. Zihninizden kelimelerin hızlıca akmasını sağlayın bir konu sınırlaması olmadan beyin jimnastiği yapar gibi herhangi bir konu hakkında fikir belirtin. Bırakın dahi anlamındaki –de yi bitişik yazın ki leri ayırmayın önemli olanın kelimelerin akması olduğunu hatırlayın. Kimsenin okumadığı yazıların iyi ya da kötü diye kriterleri olmaz sizin de buradaki amacınız etkileyici içerik üretmek değil zihninizin sınırlarını keşfetmek.
Önceki cümlelere çok takılmayın.
3.cümlede tıkandıysanız 4.cümlenizi ilk üç cümleyi defalarca okuyarak yazmaya çalışmayın. Belki de tıkanma sebebiniz o cümlelerin bir yere çıkmayacak yollarda gitmesidir. Uyumlu cümleler kurmaya çalışmak beyninizi kısıtlamaktır ve bu durum bazen akıcı olmayan sonuçları beraberinde getirir. Cümlenin gidişatı hoşunuza gitmiş olabilir ancak devamı gelmiyorsa belki de olması gerektiği yerde değildir. Silmeye kıyamadığınız cümleleri başka bir paragrafta kullanmak üzere başka yere kesip yapıştırın.
Öz eleştiri her zaman iyi değildir!
Yazı işlerinde eleştiri sizi vezir de eder rezil de. Kimse size özgüven patlaması yaşayıp harika olduğunuzdan emin olun önerisi vermiyor ancak yazdığınız her cümleye eleştirel gözle yaklaşmak tıkanmanın önemli bir nedeni olabilir. Hoşunuza gitmeyen kısımları değiştirmeniz tabi önemlidir ancak 1 sayfalık yazıyı her cümleden sonra tekrar tekrar okumak bir yerden sonra tüm yazınızdan rahatsız olmaya, yeteri kadar iyi olmadığınızı düşünmeye ve dikkatinizi bir sonraki cümleyi düşünmek yerine noktalamaların yerine takılmanıza neden olur.
Başlangıç önemli…
Eğer tüm problem o büyülü ilk cümleyi bulamamaksa belki de başlamanız gereken yer giriş değildir. Sürecin nasıl ilerlediğinin kesin kuralları mı var sonucu gelişmeden önce yazdığınızı kim anlayacak ya da bu bir sorun mudur? Bazen öyle bir an gelir ki kapanış cümleniz başlıktan önce hazırdır böyle durumlarda yazınızı kapanışın üzerine kurmak süreci sizin için kolaylaştıracaktır. Başlangıç ilk cümle değildir bunu unutmayın. Başlangıç; zihninizin cümleleri size altın tepside sunmasını sağlayacak anahtardır. Başlangıcın hangi kısmı kapsadığı ise yazınız ile sizin aranızda kalacak sırlardır.
Taslaklar çöpe.
Her şey hazırdır; konu, bahsedilecekler hatta belki başlık bile. Taslağı bazen zihninizde kurar bazen de somut varlığa dönüşmesi için kağıda aktarırsınız. Taslak kavramının ne olduğu size kalmıştır ama bazen cümleler taslaktan öteye gidemezler. Yeteri kadar etkileyici olmadıklarını düşünürsünüz çünkü odaklandığınız şey neyi nasıl yapacağınızı ayarladığınız ön hazırlıktır. Silme seçeneğimizin olduğu bir sistemde hata yapmaktan korkmamamız gerekmektedir. Planlı olmak her zaman aranılan özellik değildir. Rastgele gelen ilham ya da zihnimizden akarken kaptığımız bir cümle eksik parçamız olabilir.
Yahya Kemal şiirindeki 1 kelime için 25 sene beklemeyi göze almasaydı belki de Yahya Kemal olamayacaktı. Zaman çoğu durumlarda ilaçtır ve iyileştirici etkisi vardır. Şunu unutmayın kendinize yüklenmek sadece can sıkar ama biraz zaman vermek şans tanır, sizi ve yazınızı güçlendirir. Ee ne diyelim.. Şimdiden kalemlerinize sağlık.
Şu yazılar da ilgini çekebilir:
https://www.etkinkampus.com/ingilizcenizi-gelistirebilmeniz-icin-7-ucretsiz-kurs/2021/05/01/
https://www.etkinkampus.com/ogrenci-evi-nedir/2021/04/20/
https://www.etkinkampus.com/excel-ogrenebilecegin-3-youtube-kanali/2021/04/16/